Pınar Altuğ'un herkesten sakladığı sırrı ne?



Pınar Altuğ markasıyla şu sıralar adından söz ettiren güzel oyuncu Pınar Altuğ samimi açıklamalar yaptı..

’by Pınar Altuğ’ markasıyla önce tekne tekstili, ardından ayakkabı-çanta koleksiyonu çıkaran Pınar Altuğ: 21 yıllık kariyerimde artık yavaş yavaş markalaşmam gerektiğini düşündüm. Hayatımda ilk kez bu iş için ketum davrandım. Ayakkabı modellerini çok uzun süre kocama bile göstermedim

Meslek hayatında 21 yılı geride bırakan Pınar Altuğ, kendi markası ’by Pınar Altuğ’ ile ticarete atıldı. Kişiye özel tekne tekstili ürünleri işine giren Altuğ; son olarak da kendi markası altında ayakkabı ve çanta koleksiyonu hazırladı. Altuğ, Şamdan Plus dergisinden Öykü Yazıcıoğlu’na markalaşma sürecini anlattı...

 Önce tekne tekstili, şimdi de kendi adınızı taşıyan bir ayakkabı ve çanta koleksiyonuyla çıktınız karşımıza. Nereden geldi aklınıza böyle bir marka yaratmak?

Ayakkabı ve çanta tasarımı hikayesi aslında tekne tekstilinden çok daha önce harekete geçmişti. Tabii bunun hazırlığı daha uzun sürüyor. Tekne tekstilini kişiye özel yapıyoruz; dolayısıyla üretip stok yapmadığımız için işler daha hızlı gelişiyor. Ayakkabı ve çanta ise öyle değil; onun süreci daha uzun. Hayatımda ilk defa ketum davranabildim çünkü normalde benim çenem çok düşüktür. Hemen heyecanlanır, insanlarla paylaşırım. Bu sefer marka olma söz konusu olunca, iki kere düşünmem gerekti. Kocam Yağmur’a (Atacan) bile çok uzun süre modellerimi göstermedim. Artık yavaş yavaş markalaşmayı ve ismimi başka bir yerde daha görmem gerektiğini düşünüyordum. Ayakkabı hep tutkum oldu. Zaten topuklu ayakkabıları zevkime göre yaptırıyordum

 Ayakkabı ve çanta konusunda marka takıntınız var mıdır?
Hayır, hiç yok. Kıyafette de marka takıntım yoktur; Zara, Mango, Topshop gibi yerlerden giyinirim. Bir tek çantada marka tutkum var. Benim ayakkabılarımın hiçbiri, bir yerde bulunmayan ayakkabılar değil. Aslında herkesin benzerlerini bir yerlerde sattığı ayakkabılar ama benim tasarımlar üzerinde küçük dokunuşlarım var


ÖZEL TOPUK YAPTIK

 Nelere dikkat ettiniz tasarımlar yapılırken?

Özellikle dekolteleri ve renkleriyle çok oynadım. Ayakkabıların rahatlığına ve kullanımına fazla önem verdim. İnce topuklarda kaplama topuk yapmadık çünkü Türkiye’de kaldırım taşı çok fazla kullanılıyor ve arasına ayağınız girdiğinde o ayakkabıya geçmiş olsun! Biz özel bir topuk yaptık; taşın arasına girdiğinde yırtılmıyor. Benim ayakkabı modellerimde, kadınca dokunuşlar var.

TASARIMCILIK HADİM DEĞİL
 Kaç çift ayakkabınız vardır?
Hiç saymadım çünkü saymaya korkuyorum. Hiç ayakkabı eskitmeyen bir kadınım ve şu an gardırobumda 10 sene öncesinden kalma ayakkabılarım bile durur.

 Son dönemde birçok ünlü isim alışveriş siteleri için koleksiyonlar hazırlıyor...
Benim durumum farklı çünkü bir ’line’ hazırlamadım, kendi markamı çıkardım. Bugün ürünlerim Morhipo’da satılıyor ama yarın kendi mağazamı da açabilirim, başka mağazalara da verebilirim.

 Tasarım işinin devamı gelecek mi?
Gelecek tabii... Tekne tekstilinin devamında ev tekstili çalışmaları başladı.
 Artık tasarımcı olarak mı anılmak istiyorsunuz?
Ben tasarımcı değilim ve hiçbir zaman omzuma böyle bir yük alamam; haddime değil. Sadece bir mağazaya girdiğimde tercih ettiğim tarzdaki parçaları kendi çatım altında topladım. Benim ayakkabılarım; dekolte, rahat ve yüksek topuklu olmalı. Çok düşkünüm ayakkabıya; bin tane olsun gene de gözüm kayıyor...

SPORDAN MİDEM BULANDI!
 Son dönemde çok kilo verdiniz. Bunu nasıl başardınız?
Şu an 36 bedenim. Çocukluğumdan beri spor yaparım. Modellik yaptığım yıllarda da hiç çok ince olmadım. İnce görünemiyorum çünkü omuzlarım geniş ve göğüslerim de iri. Yağmur’la ilk birlikte olmaya başladığımız dönem, bundan da zayıftım. Bir gün öyle bir noktaya geldim ki; spor yapmaktan midem bulandı! Sonra homini gırtlak, eş dost gelsin, evde beraber yemek yiyelim dönemine girdik ve kilo aldım. Bir de üzerine hamile kalıp doğum yapınca, daha da güzel oldu! Doğumdan sonra şans eseri çabuk toparlandım. Ne zaman ki Su, 3 yaşına gelip okula gitmeye başladı, o zaman tekrar spor yapmaya başladım. Kilo vermemin en büyük nedeni de spor... Bir spor hocam var; sağolsun kendisi beni haftanın üç günü paralıyor! Kaslarım güçlensin diye de pilates yapıyorum. Şu anki halimden çok memnunum.

İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE KOCAMI SEVİYORUM
 Mutlu evliliğin sırrı nedir sizce?

Kocamın güzel bir lafı var; "Karıcığım benim seninle geçinmeye gönlüm var." O kadar önemli bir laf ki bu benim için. Bazen benim bile kendime tahammül edemediğim günlerim oluyor ama Yağmur her şeye rağmen "Tamam" diyor. Halbuki avazı çıktığı kadar bağırıp "Yeter be kadın!" demesi lazım ama demiyor. Tam tersi durumlarda da ben susuyorum. İyisiyle kötüsüyle kocamı çok seviyorum.

İNSANLARDAN GOL YEDİĞİM ÇOK OLUYOR
 Kızınız Su artık büyüdü. Bir kadın; anne olduktan sonra olgunlaşıyor mu gerçekten?
Bence yaşanmışlıklarla alakalı bir şey bu. Anne olmanın da etkisi var tabii ama yaşadıkların, başına gelenler de çok etkili.
 Yaşadıklarınızdan ders almayı başarıyor musunuz peki?
Her zaman değil çünkü biraz burnunun dikine giden biriyim. İşimde çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Çok hesap kitap yapmam; kafamda tilkiler dolaşmaz. Hep olduğum gibi davranırım. Gol yiyor muyum, evet yiyorum ama bu goller bir sonraki sefere daha temkinli olmama yol açıyor. O insana göre davranıyorum o zaman yani...

KAPILARIMI ÇABUK AÇARIM

İnsanlara çabuk güvenen biri misiniz?
Kapılarımı çabuk açarım aslında... Karşımdaki insanı olduğu gibi kabul ederim. Zaten hayatımı kendi bildiğim gibi yaşayan ve pek kimseye eyvallah etmeyen biriyimdir. Başkalarına zarar vermediğim sürece, neyi istiyorsam onu yaşarım.

 Yaptığınız seçimlerin hepsinden mutlu musunuz?
Evet, ’keşke’ demem ben. Elbette seçimlerimde yanlışlar da olmuştur ama o yanlışlar da bana bir şeyler öğretiyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg reddit Favorites More