Ege ve Marmara'da 6.5 büyüklüğündeki deprem İstanbul'u Salladı (Video Haber)
İSTANBULDA DEPREM SON DAKİKA...
İstanbul da 24 Mayıs 2014 deprem meydana geldi
Merkez üssü Ege Denizi ve Gökçeada olan deprem tüm ege illerinin yanı sıra İstanbul da da hissedildi.
Gelen bilgilere göre;
İstanbul 'da saat 12.25'te deprem meydana geldi. Deprem başta Anadolu yakası olmak üzere birçok yerde hissedildi.
Avrupa ve Akdeniz Deprem Araştırmaları Merkezi'nin verdiği bilgiye göre; 6.5 şiddetindeki depremin merkezi Ege Denizi ve Gökçeada açıkları. Gökçeada'ya 42 km, İzmir' 250 km mesafede..
Depremin yerin 5 km altında meydana geldiği belirtiliyor. Deprem Ege'deki bütün illerle birlikte İstanbul'da da hissedildi hissedildi.
Kandilli Rasathanesi merkez üssü Gökçeada'nın batısı olan depremin büyüklüğünü 6.5 olarak duyurdu.
İstanbul'un bütününde hissedilen deprem büyük korku yarattı. Depremin merkez üssü Gökçeada açıkları...
Kandili Rasathanesi'nden gelen açıklamaya göre;
Kandilli Rasathanesi depremin Gökçeada'nın batısında denizde meydana geldiğini ve şiddetinin 6,7 olduğunu açıkladı.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) alınan bilgiye göre ise Ege Denizi açıklarında saat 12.25'te meydana gelen depremin büyüklüğü 6,5 olarak ölçüldü.
KANDİLLİ'DEN İLK AÇIKLAMA
Konuyla ilgili Kandilli Rasathanesi yaptığı açıklamada; merkez üssü Gökçeada'nın batısı olan depremin büyüklüğünü 6.7 olarak duyurdu. Ancak daha sonra Kandilli bu rakamı 6.5 olarak değiştirdi.
AFAD'DAN AÇIKLAMA
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ege Denizi açıklarında meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depreme en yakın yerleşimlerin Çanakkale'nin Gökçeada ilçesine bağlı Uğurlu, Şirinköy, Dereköy, Tepeköy ve Zeytinli olduğunu bildirdi.
VALİ MUTLU: OLUMSUZ BİLGİ YOK
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, korku yaratan depremle ilgili "İstanbulumuzla ilgili herhangi bir olumsuz bilgi şu ana kadar intikal etmemiştir. Bilgi toplamaya devam ediyoruz" açıkamasını yaptı.
istanbulda deprem, bugün istanbulda deprem oldu mu, işstanbul depremi, istanbulda deprem, 24 mayıs istanbulda deprem oldu, son dakika, deprem, kandilli rasathanesi, son dakika haberleri, istanbulda deprem oldu,
42 yorum:
yalova'da ciddi ciddi hissedilmiş depremdir. büyüklüğü 5'lerde olabilir... 30sn civarında sallandık.
umarım merkez üssü uzak yerler olup da çok çok daha büyük bir deprem değildir.
gökçeada açıklarında meydana geldiği söylenen deprem. 7.2 büyüklüğünde olduğu söyleniyor.
6.7, 6.5, 6.4 gibi çeşitli büyüklüklerden de bahsedenler olmuş.
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
an itibari ile olan şey. yoğurt gibi sallandık amk.
not: izmirliyim.
şu an dehşete düşürmektedir.
edit: 16 yaşındaki kardeşim tuvalette büyüğünü yaparken hissetmiş bana olayları şu şekilde aktarmıştır: "ağabey tuvaletimi yaptığım gibi klozet sallanmaya başladı, tam "ulan ne kuvvetli sıçtım." derken bi baktım duşakabinde sallanıyor, sonra mabadı yıkamadan kalktım korkudan." o bu anları yaşayıp tuvaletten "deprem oluyoo" diye bağırınca ben de monitörün beşiğe bağladığını ve sandalyenin sallandığını hissettim, şaka bi yana; allah korusun...
edit2: boku bokuna ölecektim falan diye espri yapıp gülüyor, çocuk resmen depremi hissettiği için mutlu lan.
inanılmaz salladı.
beylikdüzü.
sallamak gibi olmasın ama 30-40 saniye civarı sürdü. hissettiğim an başlık açayım dedim, zaten açılmıştı. karşı komşu kapıyı çaldı, küçük kızı sakinleştirmeye çalıştık. çok korkmuş yavrum. internetten ve televizyondan haber aradım. evin içinde dolaşıp milleti sakinleştirmeye çalıştım falan. bunların hepsi sallanırken oldu. kafanızda canlandırın işte süresini.
pencereden baktım da millet dışarıda şimdi. bavulunu alıp çıkan dahi var. sitenin çimlerine yayılmış kimileri.
cnn'de haber sunan sunucu canlı yayında yakalanmıştır. bi yandan sallanırken bi yandan saniye bilgisi verip "evet şu an devam ediyor." diyerek tüm soğukkanlılığını korudu hatun. biz evde tv karşısında hop oturup hop kalktık ona bi şey olmadı.
ekleme: kadının derdine düştüğümüzden mi bilmem, biz ankara'da hissetmedik.
hayatımda hiç deprem yaşamadığım için anladım ki olası büyük bir depremde ben mala bağlarım. salondaki lambaya bakıyorum sallanıyor, tatmin olmayıp kendi odamdaki lambaya bakıyorum sallanmıyor. ayakta olduğum için de başım mı dönüyor dedim ama uzun süre gitti geldi. yarın yine olacakmış gibi bir his bıraktı içime, öyle gitti.
iki kuzenimi, dayımı ve karısını kaybettiğimiz depremdir. kuzenlerimden birisi daha 4 yaşındaydı, diğeri de daha yeni evlenmişti, 1 çocuğu vardı... derinden üzmüş depremdir..
afad deprem dairesi başkanı'na göre biri ağır 266 kişinin yaralandığı deprem...
ağır yaralı balıkesir - edremit'te. panikten balkondan atlamış. diğerleri de deprem sırasındaki panikten yaralanan vatandaşlar...
ben mi?
pc başında yakalandım ben depreme. bir an tansiyonum mu düştü filan derken avizeye bakmayı akıl ettim. bir baktım avize daireler çiziyor, "eşhedüenlaaa" diye yerimden fırlayıp kapının kirişine sığındım. baktım bitmiyor, kendimi hemen yanımdaki pc masasının altına attım. deprem bittiğinde ise bittiğinden emin olmak için biraz beklemem gerekti. telefonu sigarayı filan aldım ama anahtarı bulamadım. bir süre arandıktan sonra anahtarı da bulunca fırladım dışarı...
ama allah var, aklım götüme kaçtı korkudan. beklenen büyük istanbul depremi oluyor sandım...
olay aninda abiyle beraber eskihisar-topcular feribotunda gidilmektedir,
denizin orta yerinde,
-deprem mi oldu?
+karsi da yikilan bina goremiyorum sorun yok
ben saka yapiyor sanmistim, gercekmis.
efes pilsen fabrikasında yakalandığım deprem. 6.6 şiddetinde diye haber gelince muhtemelen saros körfezi açıklarında olduğunu ve kuzey anadolu fay hattının tetiklendiğini düşünmüştüm. winter is coming
araç içerisinde olduğum için hissetmediğim depremdir. araçtan indiğimde herkes bağırıyordu deprem oldu diye, ki burası 17 ağustos depreminin en ağır yasandığı yer olan gölcük.
depremi hissetmememe rağmen, kollarım uyuştu panikten. haberlerde diyeceklerdir o yaşandı, bu yaşandı diye. birçok tedbirden söz edilecektir ama yurdum halkı, aynı tas aynı hamamla devam edecektir. asıl gerçek budur !
sınavda* yakalandığım deprem. ilk önce arka sıradaki kağıdı ne biçim siliyo diyip bir güzel sandalyemi düzeltip sonra masa da oynayınca ne oluyo ya dediğim ve anca deprem olduğunu anladığım gün. ben böyle sallanmadım arkadaş....
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
bursa yı da feci sallamış olan deprem. ulan gene gördük ki, iğrenç bir bilgi kirliliği mevcut bu ülkede. kaç kere şiddeti, kaç kere de süresini değiştirdiler açıklama yapanlar. bir de çıkıp, yok artçı mı, yok marmara depreminde olacak olan depremi tetikler mi yorumları ve açıklamaları başladı. hiç bi açıklama yapılmasın boşuna, hepsini kıçınızdan uyduruyonuz nasılsa, yeminle işimiz allaha kalmış böyle felaket veya olaylarda. rezil bir ülkeyiz vesselam.
deprem oldugunda ben ankara yolundayken kedim canakkale'deki evde tek basina diye iki saat aglayip pandaya döndüm. su an tam bir anneyim, cocuk
dogurdugumda yaratacagim sel felaketine hazirlaniyorum
ne zaman depreme yakalansa ya zil zurna sarhoş ya da sızmışken yakalanan birinin, sıçarken yakalandığı deprem olmuştur. şansıma küfrederek götümden sarkan 15 cm lik kalın boku anında bıçak gibi kesip, 7.kattan 15 saniyede bahçeye attım kendimi. etraf kalabalıklaşınca kokudan rahatsız olmasınlar diye eve geri döndüm amk. skerim böyle depremi. depremde bile milletin burnunu düşünüyoruz.
çanakkale'de balkondan, pencereden insanların atlamasına sebep olan. çok şiddetli hissedildi burada. komşum balkondan atladı, onunla birlikte hastaneye gittik. ayağı kırık çıktı. acil serviste benim saydığım yaklaşık 25 kişi ayağından sakatlandı. 1 kişi pencereyi açmadan direk cama girerek atlamış, eli, yüzü, kolları kesik içindeydi.
beni de uykuda yakalayan depremdir. ilk akla gelen ise kaçmak saklanmak vs değil sevdiceği aramak olmuştur. hatta sevgiliye evden dışarı çık uzaklaş diyip fütursuzca kendim yine yatağa dönüp uzanmışımdır. ayrıca olası deprem ve felaket anında telefonların kısa sürede göçeceğini tekrar görmüş olduk. burdan tüm telefon şirketlerine sesleniyorum deprem bölgesindeyiz lağn.. buna göre oluşturun yapılandırmalarınızı vs. en acil-ciddi durumlarda işe yaramayacaksanız ne anladım lan ben bu işten.
deprem hissetme özürlü bir insan olarak yine hissetmediğimdir.
her zamanki gibi açlık derdiyle kantine bir şeyler almaya gittiğim sırada meydana gelen, yürüdüğüm için hiçbir şey anlamadığım hissettiniz mi diye soranlara mal mal baktığım bir an yaşadım.
ve milletten nasıl hissetmezsin tepkileri aldım tabii, herkes baya baya sallanmış.
ve evet istanbuldayım ama bulunduğum yerde de hissetmeyen baya insan var.
edit: yer boğaziçi kuzey kampüs. sanırım final koşuşturmaları içerisinde olan öğrenciler olarak hissedemedik pek.
edit2: telefon hatları fena kilitlendi yalnız, kimse kimseye uzun bir süre ulaşamadı. hani deriz ya deprem sonrası ulaşım engeli olmasın diye zorunlu olmadıkça kimse birbirini aramasın. bugün gördükki ciddi hasarları olan olası bir depremde insanlar yardım için bir yerleri arayamayacak. bu da vahim durum, bu durumda bile yakınlarımızı arayıp çökerttik şebekeyi.
*istanbul çok şiddetli deprem kaldıramaz maalesef.
üstüme devrilen sıcak ütü sayesinde farkına vardığım depremdir. deprem oldu, aldığımız hasar ütü yanığı. herhangi bir işi normal yollardan yapabildiğimde sevincimden takla atacağım lan.
beylikdüzü marmarapark'ın ordaki kahve sarayında otururken müşteri bayanın kafeniz normalde sallanmıyor demesiyle farkına vardığımız depremdir. 7/d kahve sarayı mı bu amk. garsonlar da şoka girdi bi saat mix frozen'ımı getirmedi.
en büyük yıkımı ben yaşadım. neyseki memleketim çanakkale'de pek hasar yok.
eminönü otobüsünde yanımdaki teyzenin "yunanistan'da olmuş zaten boşuna korktuk" şeklinde yorum yaptığı depremdir. mal mal bakıştik bir süre.
evet ilk durakta iniyorum.
istanbul etiler superdormda dolu dizgin hissettiğim deprem. yine dairede tek başımaydım sozluk. sabah yedıde yattığım için uyuyordum. depremden bes on sanıye once uyandım ve telefonuma uzandım; babamı arayacaktım cunku bugun bır sınava gırmıstı. sonra bır anda yatak salladı ve ben zaten uykulu oldugum ıcın 'deprem mı oluyor ya' diye dusunurken baktım masamdakı 1 lıtrelık su sısesı de sallanıyor. o zaman kabul ettim, deprem oluyordu. deprem sırasında babamı uc kere, annemı ıkı kere aradım; duymadılar. sonra telefondan kontrol ettım babamı gercekten ilk kez 12.25 de; tam depremın basladıgı saatte aramısım. neyse sonra kalktım, gıyındım ve zıplaya zıplaya asagı ındım. besıncı katta oldugum ıcın baya surdu. zaten yurdu bosalttılar. evet bu konuda baya saplantılıyım. cunku 1999 da, 9 yasındayken duzce depremını boluda, baya siddetli yasamıstım. evimiz cokmus ve yerle bir olmustu. buyuk trajediydi; o sesler hala kulağımda... o yuzden tamam deprem belkı bu gece olmayacak ama bu sehırde bır deprem olacak ve nufusun onemlı bır kısmı olecek. so be serious man!
şimdi bir kaç salak çıkacak 'tepeköy zaten rum memleketi, onlar yüzünden bizde depreme maruz kalıyoruz' diye zırvalayacak.
işte böyle kocaman kürek var ya, onu bu herifin ağzına ağzına vuracaksın.
birde iyi sallandıkdiyem amıcadiye tabir ettiğimiz herifin ağzına vuracaksın
insanın sevdikleri bölgeye yakın olunca daha bir tedirgin oluyor.
evlerin çoğunda maddi hasar var. bunlar adalarda ve çanakkale'nin ege kıyısı yerleşimlerindeki evlerde çatlaklar, toprak evlerin duvarlarının ve çatıların çökmesi ve duvara monte edilmeyen eşyaların düşerek kırılması şeklinde. yaralılar var. ama sevindirici olan ağır yaralı ve ölen yok.
depreme hazırlıksızlığımızın işler acısı hali ortada. hiçbirimiz bir depreme hazır değiliz. deprem çantalarımız ve alternatif kaçış alanlarımız yok. zaten istanbulun çoğu semtinde yeşil alan yok, evler göt göte. yıkım durumunda gerçek anlamıyla bir can pazarı olur.
haberlerdeki istanbul'da bir şey yok temasına gıcık oluyorum. affedersiniz ama sokayım istanbula. başka şehirlerdeki insanların canı patlıcan mı lan!
gsm operatörleri, özellikle vodafone patlamıştır. insanların sevdiklerini merak etmesi normal. ama yadım edemeyecek kadar uzakta olup da aramanın anlamı yok. zaten hatların belirli bir kapasitesi var.
bir sözüm de kadınlara. lütfen biraz daha metanetli olun ya! videolara bakıyoruz ağlayan zırlayan kadınlar ve onları teselli etmeye çalışan insanlar. yahu herkesin ki can. senin ağlamanın ne sana ne de başkasına bir faydası yok. evet insanın korku ve stresi buna neden olur ama kaçarken değil. bakıyorum da hep prenses sendromu, kıyamam. yok yere insanlarda paniğe neden oluyor bu çığlık ve zırıldamalar. rica ediyorum biraz soğukkanlı olmayı öğrenin.
twitter'a bakıyorum da yine allah'ın azabı temalı yorumlar var. elin amerikalısı senin dibindeki depremin yerini ve şiddetini senden iyi tespit ediyorken, sen hala daha doğa olaylarından bir şeyleri sorumlu tutmaya çalışıyorsun ya, tam ilkel kabile toplumu olduğumuzun resmi. zaten başımızdakilerden de anlaşılıyor. deprem vergileriyle yapılanlar duble yol, deprem adına yapılanlar da çingeneleri, fakirleri istanbul'un güzel yerlerinden kovup oraya residanslar yapmak ve buna da kentsel dönüşüm demek. deprem oldu yine bir acil durum toplantısı, bilgilendirmeleri yok. ben bu kadar başıboş bir devleti kaldıramıyorum. kızılay da yarın bağış toplar yine. her hafta piyango çekilişi, bağışlar ve teşebbüslerinin karları nereye gidiyor acep? benimki de laf. dönüp dolaşıp şehrazar'da yalı oluyor.
yalova da da feci şekilde hissedilen deprem, uyurken yakalandık, önce kalp atışlarımdan sallnıyorum sandım sonra baktım ki bildiğin deprem sokaktaki kadınların çığlıkları ile bir hayli korktum.
acıbademde zemin katın altında 200 kişilik amfide bir kişi bile anlamadı bu depremi. ya okul jole, ya gençler dumanlı.
depremin oldugu soylenen vakitten dort saat once cin'in wuhan kentinde ben gurul gurul yagan yagmuru izliyordum. birden gok yayirldi ve simsek gozlerimi aldi oyleki bir kac saniye her taraf bembeyaz olmustu. normalde simsek caktiktan sonra kendimi gok gurlemesine hazirlamak icin bir kac saniyem olurdu. ama bu cok cabuk ve olduresiye gelmisti. oturdugum yerden havalanip yerime dustugumu agir cekimde gormustum. yuregim agzimda atiyordu. bildigim butun iyi seyleri ve en guzel anilarimi dusunmeye basladim. yegenim dogdugunda yuzunu gordugum ilk ani, kardeslerimle oyun oynarken gulustugumuz anlari ve asik oldugum adami optugum ilk ani dusundum. sonra gokyuzundeki butun gri bulutlar geldi yuregime oturdu. ben kovaladikca geldiler. yagmuru izlemeye devam ettim. sakinlesmemi bir tek yagmurun akisi saglayabilirdi. bir kac kez daha simsek sonrasi gok gurlemesi normal bir sekilde devam diyordu sonra sizmisim. uyandigimda deprem oldugunu ogrendim. olen kalan yoksa hepimize gecmis olsun.
canakkale' de trafik kazalarini acayip arttiran olay. iki kazayi gordukten sonra az once bir tanesini de biz atlattik. depremden kurtulduk derken adamlar oldurecek bizi.
2005 izmir depreminden beri olan diger depremler gibi yine hissetmedigim deprem. artik hissetmek istiyorum. herkes heyecanli heyecanli depremden bahsederken ben hissetmedigim icin kös kös durmaktan biktim.
akçay'daki annem telefonda "çok salladı burayı, çok korktuk" dedi... ben de "anne ne korkuyorsun dask ve konut poliçesi var bişey olsa sig.şirketi öder" dedim... sanırım beni evlatlıktan reddedebilirler
kaderin yeni kurbanlar istediğini gösteren deprem. yalnız olmaya devam ederse istanbul'da kaçacak alan da bırakmadılar. bu sefer polise falan ihtiyaç kalmayacak sanırım ölmek için. bir kaç tane boş alanımız var orada da kafamıza beton yerine insan düşer bu kalabalıkta.
memurlar tarafından depreme dayanıklı olmadığı söylenen bir kyk yurdunda uyuyordum. bi sallantı oldu. ranzanın üstünde yatan arkadaş sallıyordur falan dedim. baktım geçmiyor. yaşam üçgeni falan arıyorum ama yok. zaten ranzanın altında olduğumu fark edip yerimden bile kalkmadım. deprem bitti bahçeye insem mi diye düşündüm. sonra indim. sigara da almamışım yanıma. iyi oldu ama otlandım milletten. yurt hala sağlam.
ıstanbulda fena hissedilmistir bi de 15.katta olunca zangir zangir titretmistir, yapmayin etmeyin su hamile halimle kalp krizi gecirtceksiniz bana..
depremde ilk önce masa altına girilmesi gerektiğini zanneden birçok insan göstermiştir. masaaltı girilebilecek en kötü yerlerden biridir, binanın dayanamadığı depreme masanın dayanmasını beklemektir. yanlıştır.
kayalik zemin uzerinde deprem sonrasi yonetmelige gore yapilmis gayet saglam oldugunu dusundugum dairemde dusta yakalamis depremdir. binaya guvensemde dusakabinin sarsintisi korkutmustur. bir daha umarim dusta yakalanmam, suserlara da tavsiye etmem*
bu deprem ile ilgili haber kanallarının gösterdiği bir video var. video, deprem anında ara sokaklardan telaş içinde ana yola doğru koşan insanları gösteriyor.
yalnız bu videoyu çeken kişinin yeri çok ilginç. ikinci veya 3. kattan bir vatandaş deprem anında, sakin bir şekilde sokakta koşan insanları kayda alıyor. bildiğin pencere kenarında oturmuş bir şekilde, deprem anında diğer insanları çekiyor.
insan hiç kendini düşünmez mi, kaçmaya çalışmaz mı ? hadi kaçmayı geçtim, insan bir yere korunmak için girer. ama bu vatandaş nasıl biriyse yerinden kıpırdamadan video kaydediyor. allah herkese böyle rahatlık versin.
açık söylüyorum 17 ağustos, 12 kasım ve tarihlerini hatırlamadığım diğer depremlerde bu kadar korkmamıştım. 17 ağustos uykuda yakaladığı için depremin şiddetini tam algılayamamıştım, 12 kasım baya şiddetliydi ama hatırladığım kadarıyla kısa sürmüştü.
bugünkü ise herkesin dediği gibi istanbul'da en başta yavaş başladı, az hissedildi, ben de normal oturmaya devam ettim geçer şimdi diye. geçmedi işte amına koduğum daha da şiddetlendi ve baya uzun sürdü. o süre boyunca aha beklenen istanbul depremi bu herhalde şiddetlenmeye devam edecek ve boku yiyecez diye düşündüm, net içe sıçtım yalan yok. korkutan şey o büyük istanbul depremi düşüncesiydi zaten.
yıllarca deprem anında şöyle davranmalıyız böyle davranmalıyız diye okuduk, izledik ama hepsi boşa. o korkuyla hiç "aman da şöyle yapmalıyım böyle davranmalıyım" diye düşünülemiyor, ben düşünemedim en azından. şu kentsel dönüşüm teranesi bi yapılsa her yere de gerçek büyük deprem olduktan sonra yine eyvahlar, ahlar, vahlar havada uçmasa.
bir avm'de atm'nin başında geçirdiğim baş dönmesini önce tansiyon sandım, ancak ayakta duramayacak derecede başım dönünce deprem olduğunu anladım. bağıracağım 'deprem oluyor' diye etrafımdakilerden ses seda yok. işimi nasıl bitirip kendimi kapıdan dışarı attım bilmiyorum. evlerde durum daha sarsıcıymış öğrendiğim kadarıyla. herkese geçmiş olsun.
hakkında türk medyasının klasik bir şekilde, yine uzun uzun bilimsel verilerini paylaştığı depremdir aynı zamanda. hayır anlamadığım şey niye bu kadar uzatıyorsun? allah'ın takdiridir de geç. değil mi yani?
Yorum Gönder