13 yeni büyükşehir tamam fakat sonrası
Nüfusu 750 bini aşan Aydın, Denizli, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Balıkesir, Van, Manisa, Hatay, Malatya ve Mardin bu yıl çıkarılacak yasayla büyükşehir olacak.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim mitinginde duyurduğu “Nüfusu
750 bini aşan illerin büyükşehir yapılmasına ilişkin kanun tasarısının” bu yıl hazırlanarak Meclis’e getirileceğini belirtti. Şahin, “Malatya dâhil 13 belediyemizin son nüfus sayımı itibarıyla nüfusu 750 bini geçti. Nüfusu 750 bini aşan illerin büyükşehir yapılmasına ilişkin kanun tasarısının yasalaşması halinde 13 il büyükşehir statüsü kazanabilecek” dedi.
TÜİK’in açıkladığı 2011 yılına ilişkin “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları’na” göre, tasarının yasalaşmasıyla 13 il büyükşehir statüsüne kavuşacak. Bu iller; Aydın, Denizli, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Balıkesir, Van, Manisa, Hatay, Malatya ve Mardin’den oluşuyor. Milliyet gazetesinin haberine göre, yerel yönetim seçimlerinin yapılacağı 2014’ten önce başka illerin de büyükşehir statüsüne kavuşması bekleniyor.
Öncelikle yararı olarak sayabileceğimiz konuları maddeler halinde sıralayacak olursak;
1. Yeni düzenlemeyle imar uygulamalarının daha rasyonel hale geleceği,
2. Alt yapı sorunlarının daha kolay çözülebileceği,
3. Kaynak israfının önleneceği,
4. Yeterli denetim ve koordinasyonun sağlanacağı,
5. Nitelikli personel istihdamına imkan kazandıracağı
Söylenilebilir. Ancak bu maddelerin tamamı büyükşehirlerin, rasyonel temeller üzerine inşa edimli, kamu kaynakları konusunda hassa, imar uygulamasını rant kaygısıyla değil, halkın ihtiyaçları üzerine inşa etmiş bir şekilde yönetileceği varsayımıyla yarar olarak sayılmaktadır…
Bu değişikliğin olumsuz yönlerini de sayacak olursak;
1. Son zamanlarda yapılan yerel reformlar acaba batı kaynaklı ve gizli ajandaların ürünü olabilir mi?
2. Büyükşehir belediye sınırlarının il sınırına kadar genişletilmesinin Türk kamu yönetiminde egemen olan Anayasal ilkelere ters olabilir mi?
3. Büyükşehir belediyesi sınırlarının il sınırına çıkarılmasıyla, il idaresi sisteminin büyük oranda erozyona uğrayacağı ve bu yüzden de milletin bekası açısından telafisi mümkün olmayan mahsurlar olabilir mi?
3.1. İl idaresi sistemini aşındırmak Türkiye’nin üniter yapısını tehlikeye atabilir mi?
3.2. İl idaresi siteminin aşındırılması taşrada ‘devletin tarafsızlığını ve hukukun üstünlüğünü uygulayacak makamın ortadan kalkmasına yol açabilir mi?
3.3. İl idare sisteminin aşınması kamu düzeninin sağlanmasında güçlüklere sebebiyet verebilir mi?
3.4. İl Sistemin aşınması nedeniyle güvenlik, eğitim, sağlık, bayındırlık vb gibi kamu hizmetlerinin sunumunda rasyonelliğin kaybolmasından kaynaklanan aksaklıklar olabilir mi?
3.5. İl idaresi sisteminin zayıflaması, sosyo-ekonomik kalkınmanın yavaşlamasına neden olabilir mi?
4. Büyükşehirlerin sınırlarının il sınırları haline getirilmesi büyük şehirlerin yerel yönetim olma niteliğini değiştirecek olabilir mi?
5. Büyükşehir belediye sınırlarının il sınırlarına çıkarılmasıyla birlikte, kendiliğinden bölgesel yönetimleri ihdas edilmiş olacaktır. Yerel yönetim düzeyinde ortaya çıkan bu yapılanmanın bölgesel otonomiyi gündeme getirmesi olabilir mi?
Avrupa Birliği ülkeleri arasında bölgesel yönetimlerin en yaygın şekilde uygulandığı İspanya birbiriyle benzeşmeyen 3 farklı milletten (Catalonia, Basque Conuntry ve Galicia) ve diğer İspanyol halktan oluşmaktadır.
Bölgesel ve etnik çalışmaları önlemek ve farklı milletleri bir arada tutmak için 1978 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile bölgesel yönetimlere doğru bir kayma gerçekleşmiştir. Valilikler kaldırılarak bölgesel örgütler kurulmuştur. Başlangıçta ayrılık isteklerinin bastırılması arzulanmıştır. Ancak zaman içinde, İspanya ayrı bayrağı ve kendi içinde farklı özerk yetkileri olan, 3’ü millet temeline dayalı, diğerleri ise coğrafi yapıya göre toplam 17 özerk bölgeye ayrılmıştır. Bölgeler içinde Basklar gibi teröre başvurmayan Katalanlar bile bölgesel yönetimle tatmin olmayıp bağımsızlık uğraşı içine girmişlerdir. Hatta 2009 yılında yapılan bir oylamada, Katalanların bağımsızlık talebi az bir fark ile reddedilmiştir. Buna rağmen Türkiye’de terör sorununu çözmek ve ülkede birliği sağlamak adına İspanya’nın yaptığı çalışmalar örnek gösterilmektedir. Oysa önerilen bu model yüzünden İspanya’nın parçalanma noktasına geldiği görmezden gelinmektedir.
6. Büyükşehirlerin kurulduktan sonra kentsel sorunların çözümünde ne tür rol oynadıkları, sınırları il sınırı haline getirildiğine (İstanbul ve Kocaeli’ndeki) uygulamanın ne getirip ne götürdüğü daha tartışılmadan, bu birimlerin görev alanların il sınırlarını kapsayacak şekil genişletilmesinin etkinlik ve verimlilik açısından yeni sorunlar ortaya çıkarması olabilir mi?
7. Büyükşehirler kurulurken optimal ölçek belirlemeye yönelik bir örgütlenme olmamış, zaman içinde de bir aşama saplanamamıştır. Bu durum büyükşehirlerin kanyakları ne kadar etkin kullanıp kullanmadığı sorusunu açıkta bırakmıştır. Büyükşehirlerin sınırlarının il sınırları ile birleştirilmesi optimal ölçek sorunun daha da büyümesini beraberinde getirmesi olabilir mi?
8. Büyükşehir olarak kurulması benimsenen illerin neden büyükşehir yapıldığı, benzer durumda olanların neden seçilmediğiyle ilgili rasyonel bir gerekçe bulunamaması olabilir mi?
9. Yasa tasarısı yerel yönetim alanında çok köklü değişikliklerle giderken, aşağıda sayılanlar gibi birçok çelişki, muğlaklık ve sorunu da berberinde getiriyor olabilir mi?
9.1. Küçük ilçelerin kaldırılması / birleştirilmesi söz konusu olacak mı?
9.2. Mevcut büyükşehirlerde yeni ilçe belediyeleri kurulacak mı? Sınırları değişecek mi?
9.3. On bine yakın orman köyünün tüzel kişiliği muhafaza edilecek mi? Bunlar muhafaza edilecek olursa diğer 6 bin köyün tüzel kişiliğiyle ilgili bir işlem yapılacak mı?
9.4. Yönetim geleneğimizde çok önemli yeri olan köylerin ortadan kaldırılması sonrasında oluşacak boşluk doldurulabilir mi?
9.5. Büyükşehir belediye meclis üyeleri doğrudan mı seçilecek? Seçim bölgeleri mi oluşturulacak*
9.6. Büyükşehir belediyelerinde yollar için ayrı bir bağlı idare mi kurulacak? Karayollarının görevleri nasıl şekillenecek?
9.7. Büyükşehirlerde il özel idarelerinin konumu ne olacaktır?
9.8. İleriye yönelik olarak bu model bütün illere uygulanacak mıdır?
9.9. İl özel idaresi bu durumlardan nasıl etkilenecektir? Bu birimler devam mı edecek yoksa kaldırılacak mı?
9.10. Merkezi idare – yerel idare arasında yetki paylaşımı nasıl olacaktır? Ne tür sorunlar ortaya çıkacaktır?
9.11. Büyükşehir ilçelerindeki köylere hizmet götürme birlikleri ne olacaktır?
9.12. Nüfus yoğunluğu az olan köylerin pahalı olan altyapı (yol, su ve kanalizasyon) hizmetleri için belediyeler nasıl bir tutum sergileyeceklerdir?
9.13. 2004 yılında köyden mahalleye dönüşen yerlerde belediyelerin yeterince hizmet götürmediği tespit edilmişken, yeni durum daha çok sorun ortaya çıkmayacak mıdır?
9.14. Köylüler için çok önemli olan köy merası ve yaylaların kiraya verilmesi durumu ne olacaktır?
9.15. İçme suyunun cazibe ile geldiği köylerde su ücretleri nasıl fiyatlandırılacaktır?
9.16. Köylerde çevre temizlik ve emlak vergisinin toplanması sorun olmayacak mıdır?
9.17. Bazı proje ve teşviklerden sadece köylerde oturanların yararlanması sorun olmayacak mıdır?
Kanımızca yukarıda alt alta sıraladığımız bu maddelerin üzerinde yasayı TBMM’nden geçirmeden önce derinlemesine düşünülmesinde yarar var. Aksi halde, bu yasanın çıkarılmasından elde edileceğine inanılan yarardan çok daha fazla zarar ile karşı karşıya da kalınabilir... Umarım Usta da bunları biliyordur… Aksi halde nur topu gibi sınırları da yasayla belirlenmiş ve finansına da devletin bütçesinden kaynak sağlanmış bir KCK/PKK devleti yoldadır diyenler haklı mı olacaklardır? Ne dersiniz?...
0 yorum:
Yorum Gönder