Müziğin Evrimi 1990 lardan 2013 yılına kadar süper bir çalışma Video Haber




Theodor Adorno Popüler Müzik Üzerine adlı makalesinde popüler müziğin eleştirisini yapmaktadır. Atonal müzik olarak nitelendirdiği popüler müziğin birbirleriyle uyumlu olmayan melodilerin bir araya getirilmesi sonucu oluşturulmuş bir müzik türü olduğunu dile getiren Adorno, özellikle caz müziğin eleştirisini bu noktada değerlendirmiştir. 1940'lı yıllarda köle müziği olarak bilinen caz müzik, birbirlerine benzer şekilde üretilmiş ve kölenin efendisine yakarış müziği olarak anlam bulmuştur. Bu müzik türü sadece bir yakarış kültürü oluşturarak, kölenin gündelik yaşamın zorluklarından hazza sığınmasına yardım etmiştir. Günümüzde bu işlevi pop müzik yerine getirmektedir.

Pop Müzik'te birbirinden bağımsız olan parçalar yani notalar, sesler, gamlar vs. şarkının tamamı yani sistemle her hangi bir uyum göstermezken; bu parçalardan birinin dışarıya çıkması da şarkının gidişatını bozmayacaktır. Günümüzde popüler müzik kültürü ile üretilmiş olan şarkıların tamamı birbirlerine benzer düzeydedir. Bu şarkılar, şarkıcının görüntüsü dışında internetten veya radyodan dinlendiğinde bir diğerinden ayırt edilmez hale gelmiştir. Bunun sebebi bu şarkıların üretim süreçlerinin aynı ölçüde benzer olması ve mekanik süreçlerle üretilmesidir.
 Türkiye'deki 1990'lar pop müziği ile 2000 sonlarının pop müziğinin ayrı tutulması gerektiğini düşünüyorum. 1990'larda daha özgün ve anlamlı pop şarkılarının yazılması, 2000'lerde müzik sektöründeki yapılanmalar ve kar amacının en önemli unsur haline gelmesiyle yok olmaya başlamıştır. Hiç bir metinsel anlamı olmayan ve birbirinin aynısı olan şarkıların oluşturduğu popüler müzik; yine işçi sınıfının ve kolay ulaşılabilirlik açısından alt kültürlerin en sık tükettiği müzik türü olmuştur. Bu noktada sadece zevk aldığı için bu müzik türünü dinleyen insanlar da olabilir diyorsanız, var olan zevklerimizin de egemen sistem tarafından üretildiğini belirtmek isterim. Kolay olan, çabuk tüketilen ve içinde bulunulan gerçek tözü unutturan ürünlerin zevkli hale getirilmesi, bilinçsiz bir boyun eğişin de göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sonuç olarak popüler müzik, kültür endüstrileri kavramı içerisinde yerini alarak, kitlelerin en önemli uyuşma seansı haline gelmiştir. Bu uyuşukluk; insanların kendilerini hazzın cazipliğinden sıyırıp, görünmeyeni görmeye çalışmadıkça devam edecektir.

CANLI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN..Youtube Dizi İzle,Youtubediziizle,Dizi İzle,Dizi Fragmanı İzle,Dizi Seyret,Full Dizi İzle,HD,Youtube Fragman İzle,Youtube Dizi Tek Parça İzle,Youtube Tek Parça İzle,Yotube Full İzle,Youtube Dizi İzle,Youtubedizi,Dizi İzle,Dizi Fragmanı İzle,Fragmanı İzle Youtube,Dizi Seyret,Full Dizi İzle,HD Dizi İzle,Youtube Yemek Programları İzle,Yemek Programları,Tv Yemek Programları,Yemek Tarifleri,Resimli,Yemek Programları İzle,Yemek Programları,Televizyon Yemek Programları İzle,Yemek Programları Canlı İzle,Full İzle,Online




YILLARA GÖRE ŞARKI LİSTESİ:
Müzikcanlarım, geçen yaptığım liste bana o kadar yetersiz geldi ki, ben de oturdum, listeyi biraz daha genişleterek on on yılda neler dinlemişiz bir özetleyeyim dedim. Çok sevdiğim isimlerin bu on yıl içinde çok sevdiğim şarkıları var o yüzden mümkün olduğunca bir sanatçıyı/grubu temsilen bir şarkı seçtim, saygı babında…
1990 YILI:
1) Phil Collins – Another Day In Paradise: Klasiğin klasiği bu şarkı “..But Seriously” albümünden çıkan ilk single. Şarkı evsizler sorununa ilgi çekebilmek için yazılmış.
2) Sinead O’Connor – Nothing Compares 2 U: Protesto amacıyla saçlarını kazıtmasıyla tanınan bu güzeller güzeli İrlandalı şarkıcı 90’ların geri kalanında fazla bir şey çıkaramadı ancak sözlerini Prince’in yazdığı bu şarkıyla her devrin şarkısının da yorumcusu oldu. Şarkı 1990 yılı çıkışlı “ Do Not Want What I Haven't Got” albümünde yer alıyor.
3) Madonna – Vogue:Madonna’nın moda dünyasına göz kırpan şarkısı Vogue, sözleri, klibi ve bittabi bu fakirin evde yalnızken deneyip beceremediği dansıyla üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen enerjisinden hiçbir şey kaybetmiyor. Şarkı Madonna'nın kendisinin de oynadığı Dick Tracy filminin I'm Breathless soundtrackinde yer alan ilk single.
4) MC Hammer – U Can’t Touch This: MC Hammer’ın şalvar gibi kıyafeti, ilginç dansları ve “can’t touch this” nakaratıyla unutulmazlar arasına giren, ne zaman duyulsa yüzde tebessüm oluşturmakla garip break dans figürleri yapmak arasında götüren, rap müzikle tanıştıran, 1990 yılı çıkışlı bu şarkı nerden baksanız efsane. 1990 yılı çıkışlı Please Hammer, Don't Hurt'em albümünde yer alan, tüm 90ları ve sonrasını kapsayan bir evrenselliğe sahip bu şarkı bizde grup vitamin tarafından Türkçeleştirilmişti.
5) New Kids on The Block – Step By Step: 80lerin sonu 90ların başı dendiğinde her yaşı artık yolu yarılamaya yaklaşmış kişinin dimağındaki en başta gelen ve belki de boyband kavramını literatüre sokan öncü grup NKoTB, bir devrin en gözde boybandi olarak, haftalarca 1 numarada kalmış bu şarkıyla hala hatırlanıyor. 90ların boybandleri ise ayrı bir yazının konusu. Şarkı 1990 yılı çıkışlı Step By Step albümünden. Grup Üyeleri: Donnie Wahlberg, Danny Wood, Joey McIntyre, Jordan Knight ve Jonathan Knight
1991 YILI:
1) Extreme - More Than Words: Extreme grubunun 1990 yılında çıkan Pornograffiti albümünün bu şarkısı, pek çok aşkın fon müziği olurken, yıllar içinde klasikler arasındaki yerini aldı.
2) "(Everything I Do) I Do It for You" – Bryan Adams: Bryan Adams’ın 1991 yılı çıkışlı Waking Up the Neighbours albümünden çıkan bu şarkı, Kevin Costner filmografisinin başyapıtlarından Robin Hood’un da film müziği olarak yıllar içinde klasik statüsüne ulaştı.
3) Nirvana – Smells Like Teen Spirit: Efsane grup Nirvana dendiğinde akla ilk gelen bu şarkı 1991 yılı çıkışlı ikinci albüm Nevermind’ın klasiklerindendir. Bu şarkının hikayesi de ilginç. Cobain şarkının adına o zamanın kadın rock gruplarından Bikini Kill’in vokalisti olan arkadaşı Kathleen Hanna’nın spreyle duvarına “Kurt Teen Spirit gibi kokuyor” yazmasıy sonucu çakan kıvılcımla karar veriyor. Cobain, Kathleen ile anarşizm, punk rock ve bunun gibi konularda sık sık sohbetler ettiği için Cobain bu sloganı devrimsel bir anlama sahip gibi yorumlamış. Ancak Hanna’nın gerçekte kastettiği, Cobain’in o zamanlardaki kız arkadaşı Tobi Vail’in sıktığı deodorant olan Teen Spirit gibi kokmasıymış. Cobain şarkı yayınlandıktan aylar sonra bunun bir deodorant markası olduğunu anlamış.
4) Michael Jackson – Black or White: M.J.’in popun kralı unvanını aldığı 90lı yılları açtığı sekizinci albümü Dangerous’tan çıkan hit. Klibi ayrı bir klasik, şarkı ayrı bir klasik. Klibinde Macaulay Calkin’den John Goodman’a oyuncuların rol aldığı ve her klibi gibi kısa bir film gibi geçen, danslarla süslenen bir klip harikasıdır. Sondaki kafalardan biri de ünlü model –o yıllarda yeni yeni ortaya çıkan- Tyra Bank.
5) Queen – Show Must Go On:Freddy Mercury’nin “amansız hastalığının” sonlarına doğru yazdığı, Queen’in Freddy Mercury’li son albümü olan 1991 yılı çıkışlı Innuendo’da yer alan şarkıdır. Freddy’nin tüm hastalığını gizlediği o yıllar boyunca biriktirdikleri ile yaşamına böyle bir final, her şarkıcıya nasip olmaz. Klibinde eski kliplerinden görüntülerin karması vardır ve dolu dolu başarılarla geçen bir hayata ayna tutar.
1992 YILI:
1) Mr. Big – To Be With You: 1991 yılı çıkışlı Lean Into It albümünden çıkan şarkı yılların hiti oldu ve hatta başka bir şarkıları yok denecek kadar bütün işlerinin üzerine çıktı.
2) Whitney Houston – I Will Always Love You: Esas itibariyle bir “cover” şarkı olan bu şarkı Whitney Houston’ın dev sesinde klasikleşti. Tüm soundtrack tarihinin en başarılı işlerinden biri olan Bodyguard OST ve dahi filmle özdeşleşen bu şarkıyı her dinlediğimde, iyi ki Whitney’e nasip olmuş diyorum. Zira bu şarkı tam Whitney’e göre dikilmiş enfes bir gece kıyafeti gibi cuk oturuyor.
3) Madonna – This Used to Be My Playground: Bu şarkı hep klibiyle yer etmiştir bende. Bir fotoğraf albümünün sayfalarının çevrildiğini görürüz klipte ve fotoğraf albümleri halen çok kıymetlidir benim için, dijital çağ nedeniyle artık fotoğraf baskısı alınmadığı bu zamanlarda bile ben hala o zamanları yaşıyorum… Basılı –ve hafifçe sararmış- eski bir fotoğrafın değeri ve sıcaklığını yüzbin piksellik bir bilgisayar fotoğrafında bulmak ise mümkün değil. Neyse konuyu dağıttıysam da toparlıyorum heman. Şarkı 1992 yılı filmi "A League of Their Own" filmi için yazılmış bir şarkı. O yıllarda telif hakları filan gibi bir meseleden dolayı soundtrack’e dahil edilememiş, sadece 1992 yılı çıkışlı Barcelona Gold adlı toplama albüm içinde yer almış, ancak 1995 yılında Madonna’nın Something to Remember adlı balad şarkıları topladığı albümüne dahil edilmiş. 
4) Cure – Friday I’m In Love: Günümüzde Cuma günlerini iple çeken bir devrin çocukları için özel bir şarkıdır bu. Her Cuma günü, sosyal medyada, Friday I’m In Love yazıları yazan biri mutlaka çıkar. J The Cure'un 1992 albümü Wish'ten piyasaya sürdüğü ikinci teklisi. Yılların nevi şahsına münhasır gruplarından Cure’un en bilinen şarkılarındandır.
5) Snow – Informer: Snow’un gerçek bir hikayeden yola çıkarak, sokaklarda geçen hayatı sırasında bir muhbir yüzünden hapse düştüğü zamanlardan bir şarkı, aslında Snow’un ilk ve son gerçek hiti oldu. 1992 yılı çıkışlı 12 Inches of Snow albümünden çıkan bu şarkı 8 milyon satmış! O kadar hızlı söyleniyor ki, şarkı sözlerinden bile takip edemiyorum, o kadar yani! J
1993 YILI:
1) Radiohead – Creep: Radiohead’in 1993 yılı çıkışlı ilk albümü Pablo Honey’nin dünyada fenomene dönüşmüş, muhteşem, karanlık şarkısı. 1992 yılında tekli olarak çıktığında kimsenin pek umursamadığı ama Pablo Honey albümü ile birlikte birden dünyada fırtınalar estiren şarkı. Thom Yorke’un tüm samimiyetini dökerek o “ulaşılamaz” kıza duygularını ve o kızın karşısında kendini gördüğü yeri, öyle içe dokunarak anlatır ki, o anı sanki karşınızda oluyormuş/siz yaşıyormuş gibi yaşarsınız, boğazınız düğümlenir. İşte öyle bir şey…
2) 4 Non Blondes – What’s Up: 1992 yılı çıkışlı Bigger, Better, Faster, More albümünden 1993 yılında çıkan tekli, aslında grubun en büyük tek başarısı olarak anılır. Linda Perry gibi günümüzde mesela Pink’i Pink yapan bir müzisyenin vokalinde olduğu bu grup, What’s Up’tan sonra fazla bir şey yapmadı ve 1994 yılında da dağıldılar zaten. Linda Perry yapımcılık, prodüktörlük filan yapıyor şimdilerde. Bu şarkı enfes bir şarkıdır, hem havası, hem soundu, hem Perry’nin vokali, hem de içeriği açısından. Dünyaya “Neler Oluyor Bize” diye haykıran bir uyandırma şarkısı aslında. Çevremize bakıp hayatı ve olup biteni algılama/sorgulama yaşlarımızın şarkısı. Özellikle “heeey, heeey, heeyy, what’s going on” derken, bunu ta içlerimizde hissettirir.
3) Bryan Adams – Please Forgive Me: Bryan Adams 90lı yıllarda çok fazla güzel şarkı çıkardıysa bunda benim suçum ne, sayın müzikcanım. Adam 90lara imza atmış, ben de o yüzden bu şarkısını atlayamadım. Zira kişisel tarihimde çok özel bir yeri vardır bu şarkının. Bryan Adams’ın 1993 yılında çıkardığı toplama albümü So Far So Good’ta yer alan yeni şarkıdır. Kalbini kırdığı kadından onu affetmesi için yalvaran adamın haykırışıdır şarkı.
4) Meat Loaf – I'd Do Anything for Love (but I Won't Do That): 90’ların kült isimlerinden oyuncu/şarkıcı Meat Loaf’ın albüm ve şarkı adlarının hepsinin uzun isimlerden oluşması ve şarkıların bilfiil uzun olması gibi bir özelliği vardır. Az buz bi uzunluktan bahsetmiyorum müzikcanım, Meat Loaf’ın 1993 yılı çıkışlı Bat Out of Hell II: Back Into Hell albümünden çıkan bu şarkının uzunluğu 12 dakika! Klibi de efsanedir. Kısa film tadında geçen klipte, Güzel ve Çirkin masalına ithafen bir konakta yaşayan genç bir kadın ve onu adım adım izleyip koruyan çirkin bir yaratık hikaye edilir. 90ların en ezberlemesi zor, melodisiyle şaşırtan (yer yer hızlanır, sonra durur, bir eğlence treni gibidir şarkı, çıkar çıkar çıkar sonra zembereğinden boşalmış gibi akar, uçar…), efsane şarkılarındandır…
5) Take That – Babe:NKoTB’nin dağılmasından sonraki boyband boşluğunu yıllardır dolduran ve 10 senelik bir aradan sonra 2006 yılında yeniden bir araya gelen efsane grup Take That’in efsane hiti. O grup ki içinden Robbie Williams gibi bi şey çıkmış…Şimdi burada bir parantez açalım sevgili postdaşım. Şimdi grup bile olsa, hep dikkat ederim, içlerinden birinin hep ışıltısı farklı olur, Robbie daha o zamandan –üstelik grup içinde fazla da bir fonksiyonu yokken zira front man Marc’tı- başka bir havası vardı. Velakin grup içinde en çok başarıyı da o elde etti ve star konumuna yükseldi. Şimdi gene Take That’le müzik yapıyor. Parantezi ka-pa-tı-yo-rummm, kapattım. 1993 yılı çıkışlı Everything Changes’tan Gary Barlow imzalı bu hit şarkı, üzerinden 20 sene geçmesine rağmen hala en çok dinlenen ve bilinen Take That şarkısıdır.
1994 YILI:
1) Aerosmith – Crazy:Okuldan kaçıp kendilerini maceradan maceraya atan liseli, çılgın, isyankar kızlar konseptli klibi ile hayatımıza Alicia Silverstone ve Liv Tyler gibi insanüstü güzellikleri sokmuş Aerosmith hiti. 1993 yılı çıkışlı Get A Grip albümünden çıkan şarkı tüm zamanların en çok dinlenen şarkılarından…
2) Erasure – Always: Erasure’un altıncı albümü I Say I Say I Say’den çıkan klasik. Klibinde solist Any Bell, aşık olduğu Japon sevgilisini kötü canavardan korumak isteyen savaşçı rolündedir. 1994 yılında deliler gibi dinlediğim şarkı. Ses tonlarını değiştirmesini, ses oyunlarını çok severim Andy Bell’in. Tize çıkar, pese iner, vibrasyonludur, bir de Japon tınıları var ki bu şarkıda, dinledikçe dinlediğim şarkılardan biri yapar. 80lerin tınısını yaşatır Erasure bana bu şarkıda.
3) Ace of Base – The Sign:Halen çok sevdiğim gruplardan Ace of Base’in 1993 yılında çıkardığı Happy Nation albümü tüm dünyada fırtınalar estirirken bu listeye The Sign’ın yanı sıra All That She Wants, Don’t Turn Around, Happy Nation ya da Wheel of Fortune’dan hangisini koyacağıma karar veremeyip, başucu şarkılarımdan olan, hem söylemeyi, hem de dinlemeyi çok sevdiğim ve ortaokul dönemime hakim olmuş bu şarkıyı koydum ben de. Ace of Base benim için başlı başına yazı konusu, o yüzden burada bitirip sizi şarkıyla baş başa bırakayım.
4) All-4-One – I Swear: Grup müzik dünyasında nadir oluşumlardan biri olarak 3 siyahi ve 1 beyazdan oluşan R&B/pop grubu All-4-One tek bir şarkıyla 19 yıldır müzik hayatımda var. Bu slov balad, All-4-One’ın en çok satan albümü All-4-One’dan. Sonrasında pek dişe dokunur bir şarkıları yok, ki aslında bu şarkı da gene o yıllarda çıkmış bir şarkının yeniden yorumu imiş, bunu da sonradan öğrendim. Olsun, bu adamların yavaş yavaş, usul usul I sweeeeaar diye inilemelerini dinlemek beni eski günlere götürüyo ve iyi hissettiriyo.
5) Bon Jovi – Always: 90’lar söz konusu olduğunda Bon Jovi’yi pek çok şarkıyla anabiliriz ama bu şarkı üzerinden bütün Bon Jovi diskografisine bir selam çakalım. 1994 çıkışlı Cross Road albümünden çıkan ve müzik tarihinin en sağlam rock şarkılarından biri olan Always, hani derler ya, zamanlar üstü bir şarkı…
1995 YILI:
1) Joan Osborne – One Of Us:1995 yılı çıkışlı Relish albümünün en bilinen bu şarkısı, Joan Collins’in de en bilinen şarkısı aynı zamanda. Gene de bunca yıl geçti, hala da bilinir, dinlenir, söylenir, sevilir.
2) Madonna -  You’ll See: Madonna’nın baladlarını topladığı 1995 yılı çıkışlı albümü Something to Remember albümünde yer alan yeni şarkılardan. İspanyolca Veras diye bir versiyonu da bulunuyor. Onu terk eden adama karşı bir “yıkılmadım, ayaktayım” mesajı içeren şarkı, baş ucu şarkılarımdandır.

 3) Coolio e.e. L.V. – Gangsta’s Paradise:  70’lerin en bilinen şarkılarından Last Time Paradise’ın melodisi üzerine yazılmış bu rap şarkı, Michelle Fayfır’ın (ayyhh soyadını yazmak ne zor bu kadının, Pfeiffer) oynadığı film klasiklerinden “Sakıncalı Düşünceler”in müziği olarak hafızamda yer etti. Bu fakirin ezberleyebildiği iki rap şarkısından biri (diğeri de Eminem’in The Way I Am’i) olması nedeniyle önemli. Özellikle “power in the Money, Money in the power, minute after minute, hour after hour” kısımları çok akılda kalan, 23 yaşında ve sokaklarda geçen hayatı her an tehlikede, diken üstünde olan bir gencin durumu üzerinden yaşamı sorgulaması vardır şarkıda. Çok gerçekçidir ve şimdiki tatlı su rapçilerinde olmayan bir samimilik vardır. Coolio’nun 1995 yılı çıkışlı albümüne adını veren şarkı, Sakıncalı Düşünceler filiminin de tema müziği aynı zamanda.
4) Oasis – Wonderwall: Oasis’in 1995 yılı çıkışlı ve belki de yaptıkları en iyi albüm olan (What's The Story) Morning Glory’nin en dikkat çekici ve en başarı kazanan şarkısı. (Şahsen karaokelerde söylemeyi en sevdiğim şarkılardandır.) Liam Gallagher’ın düz ve akıcı söylediği şarkı, pek çok şarkıcı ve grubun “cover” için sıraya girdiği şarkılardan.
5) Ricky Martin – Maria:1995 yılının yazı nasıl geçti derseniz, “Un dos tres, olmaz ki toparlan be Maria” diyerek geçti benim için J. Hayatımıza Ricky Martin diye bi şey girdi ve tabiri caizse o yaz ve sonrasındaki yazlar da bu Latin fırtınası kasıp kavurdu. Gerçekten nerden baksanız, şarkı ben şarkıyım diyor, temposu, havası, sarması, yorumcusu; sözlerini anlamasak da deliler gibi dinlediğimiz ve eşlik ettiğimiz şarkıydı. Hala duyduğumda kıpraştırır beni. 1995 yılı çıkışlı A Medio Vivir albümünden…
1996 YILI:
1) No Doubt – Don't Speak:1996 yılı, bizdeki gibi, pop müziğin artık iyice yerine oturduğu ve bugün ayıla bayıla dinlediğimiz pek çok şarkı ve şarkıcının güzel işler çıkardığı bir yıl oldu. Tragic Kingdom adlı 3. albümleri ile turnayı gözünden vuran Amerikalı grup, bu şarkıyla sadece bir klasik yaratmadı, Gwen Stephanie gibi bi şeyin varlığından haberdar etti bu fakiri. Şakası bi yana, o dönemleri yaşamış herkesin ayrılık şarkıları köşesinde bu şarkı her zaman vardır. Modası hiç geçmeyen şarkılardan.
2) Céline Dion – Falling Into You: Diva’ya uluslararası şöhretin yolunu açan albüm ve şarkı! Albüm baştan sona hit fabrikasıydı. 7 dakikalık süresi boyunca bir dakika bile bitsin istemediğim “It’s All Coming Back To Me Now”, “Because You Loved Me”, “All By Myself” gibi Celine Dion’u Celine Dion yapan bir dolu şarkı var bu albümde. Falling Into You, Celine Dion’un normal –bağırarak- şarkı söyleme huyunu bir yana bırakarak rahat rahat sesinin güzelliğine vardığım bir şarkı.
3) Mariah Carey – Always Be My Baby: Mariah Carey’nin benin düşünceme göre en üst seviyedeki iki albümünden biri olan (diğeri Music Box’tır) 1995 çıkışlı Daydream’in son teklisidir. Mariah’nın giyinik olarak görüldüğü son albümdür ayrıca. Kadın bu albümden sonra kocayı boşadı ve sanırım kocası da neyi var neyi yok aldı ki üstünde başında “hiçbir şey” kalmadı giyecek namına! Şimdilerdeki halini dinlenmekten ve izlenmekten uzak bulduğum, arada tek tük güzel şarkısını yakaladığım, onları da sözlerini zerre anlamadığım mırmır bir sesle söyleyen Mariah’ın eski güzel günlerini özleyen eski bir Mariah fanı olarak, neyse ki sesinin gerçek güzelliğini dinleyebileceğim böyle bir albüm yapmış diyorum. Bu da avuntumdur.  
4) Alanis Morissette – Ironic: Herkes 1995 çıkışlı Jagged Little Pill albümünü Alanis’in ilk albümü olarak bilir ancak aslında 3. albümüdür. Belki şöyle diyebiliriz: Alanis’i uluslararası arenaya taşıyan ilk albümüdür. Zira bu albümle ödül üstüne ödül almakla kalmamış, aklımıza bir Alanis gerçeğini kazımıştır. Hayatın ne ironik yanları olabileceğini anlatan bu şarkı albümün 4. teklisi olarak 27 Şubat 1996 yılında çıktı.
5) Toni Braxton – Un-Break My Heart: Toni Braxton’ın bilmemkaç oktav sesini alabildiğine sergilediği, çok zor, çok dokunan bu müthiş şarkısını o zamanlar hep Don’t Speak ile karıştırırdım. Secrets albümünden çıkan bu şarkı, bu zaman bile hala en çok dinlenen şarkılardan. Yoğun olarak tizlere çıkan ve peslere inen bu şarkıyı ancak Toni Braxton gibi bir ses söyleyebilirdi.
1997 YILI:
1) Greenday - Good Riddance (Time of Your Life): 1997 yılı çıkışlı Nimrod albümünün bu akustik şarkısı aslında Greenday şarkıları içinde ayrıksı durur. Greenday daha punk ve sert rock grubudur ya, tek gitarla ve aralarda yaylı geçişleriyle söylenen bu kısa şarkı, sanki intro bir şarkı gibi kalır Greenday’in genel şarkıları içinde. S gibi akan bir şarkıdır. (Karaokelerde söylemeyi sevdiğim şarkılardan biri daha J)
2) Anouk – Nobody’s Wife:Hollanda’nın medhar-ı iftarı olan ve oraların Sezen Aksu’su olarak tanımladığım Anouk, olmayan Hollanda müziğinin, olmuş olan en iyi temsilcisi, bir dolu albümü varken orda, Türkiye’de bir tek bu şarkının çıktığı “Together Alone” ile tanınıyor. Albüme iki klip çekildi, birinde Anouk’un ön dişlerinin tamamen alın kaplama olduğunu ve korkunç olduğunu hatırlıyorum! Sert rock müziğin iyi örneklerinden biri olan Nobody’s Wife, halen Hollanda’nın en çok dinlenenleri arasında yer alıyor. (Hollanda’dayken bir barda bu şarkıyı söylediğimi gren Hollandalı arkadaşlarım “oha falan olmuşlardı” nerden biliyon bu şarkıyı gibilerinden J). Her neyse, severim bu şarkının havasını.
3) Puff Daddy, Faith Evans ve 112 - I'll Be Missing You: Sting’li The Police grubunun Every Breathe You Take’i üzerine, Puff Daddy’nin (a.k.a. P. Diddy) yakın dostu repçi Notorious B.I.G.’in ölümü sonrasında yazdığı muhteşem kombinasyon. Puff Daddy, sanırım ömründe bu kadar dürüst olmamıştır. Dostuna yazdığı sözler ve eşlik eden sanatçılarla 90’lar denince akla ilk gelen şarkılardan. Tüm kaybettiklerimize gitsin.
4) Elton John – Candle in the Wind 1997/Something About the Way You Look Tonight: Açıkçası bu şarkıları ayıramadım, o yüzden kontenjandan girigriverdi ikisi de listeme. Candle In The Wind, yıllar önce Bernie Taupin tarafından Marilyn Monroe’nun ölümü üzerine yazılmışken (O zaman şarkı Goodbye Norma Jean, diye başlıyordu), 1997 yılında İngiltere Prensesi Diana’nın zamansız ölümüyle yeniden düzenlenmiş ve ona mal edilmiştir. Bu şarkı, hem yakın bir dostunu hem de bir ülkenin göz bebeği bir prensesi kaybetmenin acısını taşır. Bu yüzden çok samimidir. Gerçekten yaşanan duygular her zaman kalemde içe dokunan tezahürünü bulur. Diğer şarkı ise Elton John’ın 1997 yılı 26. albümü The Big Picture şarkılarından biri iken Diana’nın ölümü üzerine çıkarılan teklinin A yüzü şarkısı yapılmış, Diana’ya mal edilmiştir.
5) Gary Barlow – Open Road:Take That grubu dağıldıktan sonra, herkes farklı işlere yönelmişken içlerinden belki de en yeteneklisi olan Gary Barlow turnayı ilk gözünden vuranlardan oldu. Barlow grupta şarkı ve söz yazarı olarak da faaliyetteydi. Yani grup dağılınca önce Gary’nin (hem müzik hem de fizik olarak-adam yakışıklıydı) öne çıkması şaşırtmamıştı beni. Bu şarkı ben lisedeyken çıkmıştı ve Gary Barlow’un kendi hayatından yola çıkarak yazdığı bu şarkı, o yılın en ses getiren işlerinden olmuştu. Sonrası gelmedi tabi ama, Open Road hala benim listelerim içindedir.
1998 YILI:
1) Savage Garden – Truly Madly Deeply: Savage Garden ve Darren Hayes hakkında düşündüklerimi önceki yazıda bulabilirsiniz, bu şarkı ilk dinlediğimden beri Darren Hayes’in kulak okşayıcı yorumu, sözleri ve müziğiyle her dönemin en muhteşem baladlarından biri olmayı hak ediyor.
2) Des’ree – Life: 1998 yılının en eli yüzü düzgün albümlerinden Supernatural’in sempatik, sevimli ve klibi bol kelebekli bu şarkısı, o yıllar ve sonrasında sık sık dilime takılan şarkılardandı. Hayatın çeşitli durumlarını anlatan şarkı, Supernatural’in çıkış şarkısı olarak 1998 yılında büyük ilgiyle karşılanmıştı. Bu albümün 1999 yılı basımına 1994 yılındaki hiti You Gotta Be de eklenerek çıkarılmıştır.
3) Céline Dion - My Heart Will Go On: Sene 1998 olunca, Titanic filmini yad etmeden geçmek olmaz. Ancak bu defa müziğiyle. Titanic filminin Türkiye’de ve özellikle o yaşlarda 15 yaşında olan benim çevremde nasıl karşılandığını 90’lar yazımda belirtmiştim. Hah işte o ilgiyi alın 2 ile çarpın. Bu şarkı, iddia ediyorum, tüm yüzyılın en iyi film müzikleri listesinin ilk beş şarkısından biridir. Celine Dion’un çığlıkları bile engelleyemez etkisini. Şarkı baştan aşağı o duyguyu hissettirir. Bu şarkıyı ancak Celine Dion söyler. 1997 çıkışlı Let’s Talk About Love albümünde ve Titanic: Music From Motion Picture albümlerinde ve daha birçok toplama albümde yer alır. Severim dinlemeyi.

4) Aerosmith – I Don't Want to Miss a Thing: 1998 yılının önemli sinema olaylarından biri Armageddon filmidir. Filmde dünyaya çarpacak olan bir göktaşını yörüngesinden çıkarıp çarpışmayı engellemek üzere göreve atılan bir grup astronotun bu uğurda, canlarını kaybetme çabasına verdikleri mücadele anlatır. Bu filmin tema müziği Diane Warren tarafından yazılmış ve Aerosmith’e emanet edilmiş ve sonuçta ortaya dinlene dinlene bıkılmayacak bir rock klasiği çıkmış. Hele o sondaki çığlık yok mu!!
5) Emilia – Big Big World:“I’m a big big girl, in a big big world” diye şarkılar söyleyen mini mini sesli, insanın içini eriten bu kızcağızın şarkısının 90lar denince ilk akla gelen şarkılardan olacağını o zaman tahmin edemezdim. Ama şarkı o kadar naif ve o kadar yormadan dinleniyor ki, kız bin yıl söylesin dinlenir o derece yani. Bu albümden aşırının aşırısı güzel başka şarkılar da çıkmış olmasına rağmen (mesela bir Twist of Fate’i anmamak olmaz) sonrasında kayboldu ortalıktan. Bize de bu güzel şarkıları bıraktı.
1999 YILI:
1) Britney Spears – ...Baby One More Time: 1999 yılında öyle bir girdi ki hayatımıza, önceleri saçları iki yandan örgülü liseli kız olarak izledik, boy boy bakirelik açıklamaları geldi. O zamanki tüm yeniyetme kızların idolü oldu. Sonra gitgide büyüdü gözümüzün önünde, “I’m Not Girl, Not Yet A Woman” derken kızlıktan kadınlığa geçiş sürecindeki bocalamasını izledik. Sonra kadınlığını keşfetti, açıldı, saçıldı, evlendi, boşandı, depresyona girdi, depresyondan çıktı ama bunlar önemli değil bu yazıda. Britney Spears bir kariyerin ve şöhretin iyi yönetildiğinde nasıl muhteşem bir yıldız yaratabileceğini, kötü yönetildiğinde ise insanı süprüntüye dönüştürebileceğinin örneği oldu. İlk çıkışını Disney Channel’da harika çocuk olarak yapmıştı, fenomen olması 18 yaşında çıkardığı bu şarkı ile oldu. Sonrasında çıkardığı Madonna bile varisi ilan etmişti o zamanlar. 90ları ucundan yakaladı ama çok büyük iz bıraktığı kesin.
2) Jennifer Lopez – If You Had My Love: 90ların şarkıcı ikon olarak hayatımıza kazandırdığı şarkıcılardan biri de Jennifer Lopez’di. 90larda oyuncu olarak bir dolu güzel filmini izlediğimiz Lopez, “On the 6” albümüyle müzik dünyasına bir girdi pir girdi. Kadın safi yetenek. Waiting for Tonight, Let’s Get Loud, No Me Ames gibi klasikleşmiş müthiş şarkılarla dolu bir albüm. Jennifer’ın kariyerini oyunculuğun yanında şarkıcı olarak şekillendirdiği bir yola girdiği albüm.
3) Roxette – Wish I Could Fly: Roxette’in altıncı albümü Have A Nice Day’den çıkan bu şarkı, benim Roxette favorim. Çok sevip de ulaşamadığımız birileri olduğunda hangimiz aklımızdan geçirmeyiz, keşke uçabilsem onun gezdiği yerleri, sevdiği şeyleri ben de görsem diye. Ben geçiririm sevgili postdaş. Bu şarkının çıkışı, benim böyle dönemlerinden birine denk gelmiş, o anki ruh halime cuk oturmuştu. Ayrıca temposu, melodisi ve sözleri ile 90ların sonuna yetişmiş en güzel şarkılardan.
4) Marc Anthony – I Need To Know: 90lardaki Latin fırtınasının son temsilcisi Marc Anthony oldu. 99 yılında kendi adını taşıyan albüm, o senenin en çok hit çıkaran, en iyi albümlerindendi ve açıkçası Marc Anthony’nin de bilinirliğini arttırdı. Bu albümden çıkan “When I Dream At Night”, “You Sang To Me” gibi şarkılar çokça dinlediğim ve yaptırdığım karışık kasetlerde yer alan şarkılardandı. I Need To Know, Latin soslu, hareketli ritimleri ile beni olduğum yerde kıpraştıran şarkılardan biri. Hala keyifle dinlerim.
5) Enrique Iglesias – Bailamos: Igleasiasoğlu’nun 1999 yılında Will Smith’in Wild Wild West filminde sesi ile hayatımıza girdiği şarkı. Henüz insanlıktan çıkmadığı ve dinlenebilir şeyler ürettiği zamanlarını hatırlatır. Bir dolu da güzel şarkı çıkmıştır 
BONUS: Lou Bega – I Got A Girl: Adam bol bol kadınlı kızlı şarkılarla 90lara ismini yazdırdı resmen. Önce Mambo Nr. 5 (ki albümün adı da oydu), sonra devamı niteliğindeki I Got A Girl ile kızlara yazma mevzusunu dünyanın dört bir yanına taşıdı. Bunu yaparken, müziklerinde aslında 40ların 50lerin tarzını başarıyla 90lara yansıtmış kendi tarzını yaratmış bir müzisyen izledik. Mambo müziğine güzel örnekler sundu. Hala pek çok tv programının jenerik müziği olarak kullanılan bu şarkıların sözsel içerikleri çok vasat olmasına rağmen, kendini dinlettirme yönünden çok başarılı, şarkı olarak da çok eğlenceli olduğu kesin.
Bu şarkıyla 90larda dinlediğimiz yabancı şarkılar dosyasını kapatıyorum. Tabi ki bu listeye daha eklenicek milyon tane şarkı ve şarkıcı var ve bu liste çok eksik gelebilir, ancak hatırlatma babında güzel bir yolculuk olduğunu düşünüyorum. Bu şarkılar sizin çocukluğunuzdu belki, gençliğinizdi ya da. Benim de öyle. Bu yüzden her biri çok kıymetli. 90lardan ayrılmayın, çünkü siz 90’larsınız!


0 yorum:

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg reddit Favorites More