KPSS COĞRAFYA AÇIKLAMALI DERS NOTLARI (part 2)
B-TÜRKİYENİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI
1- Türkiye Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının birbirine en çok yaklaştığı yerdedir. Bu durum kültürel çeşitliliğin fazla olmasının yanı sıra biyolojik çeşitliliğin de fazla olmasına yol açar.
2- Boğazlar jeopolitik, askeri ve ekonomik açıdan önemlidir.
3- Türkiye genç nüfuslu bir ülkedir. Bu durum ülkenin kalkınma hızını yavaşlatmaktadır. Ekonomi büyüse de kişi başına düşen gelir aynı oranda büyümemektedir.
4- Petrol zengini Ortadoğu ve sanayileşmiş Avrupa ülkeleri arasındadır. Bu durum transit ticaret ve taşımacılık sektörünü geliştirmiştir.
5- Etnik ve dini çeşitliliğin fazla olması kültürel zenginliği de arttırmıştır.
6- Dağlar kabaca batı-doğu doğrultusunda uzanır. Buna bağlı olarak:
a) Karadeniz ve Akdeniz Bölgeleri’nde boyuna kıyı tipi oluşmuştur; girinti çıkıntı azdır. Ege Bölgesi’nde ise enine kıyı tipi oluşmuştur; girinti çıkıntı fazladır.
b) Deniz etkisi Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerinde iç kısımlara giremez.
c) Kara ve demir yolları genelde batı-doğu doğrultusunda uzanır.
7- Türkiye büyük oranda 3. jeolojik dönemde oluşmuş genç bir ülkedir. Bu dönemde ki Alp-Himalaya orojenik (dağ oluşum) hareketlerinden etkilenmiştir. Bu nedenle: a) Aktif bir deprem ülkesidir.
b) Linyit, petrol, bakır, krom, bor mineralleri ve kaya tuzu yataklarına sahiptir.
c) Kıvrım ve kırık dağları görülür.
Kıvrım Dağları: Deniz ya da okyanus tabanlarında çökelen tortullar esnek, iyi sıkışmamış ve genç olduklarında yan basınçların etkisiyle kıvrılırlar ve sıradağları oluştururlar. Bu şekilde oluşan ve yüksekte kalan kısma antiklinal alçakta kalan kısma ise senklinal denir. Karadeniz dağları, Toroslar ve D. Anadolu’daki dağlar bunlara örnektir.
Kırık Dağları: Deniz ya da okyanus tabanlarında çökelen tortullar yaşlı olduklarında iyi sıkışır ve sertleşirler. Şiddetli yan basınçların etkisiyle sıkışan tortullar kırılır. Kırılma sonucunda bir bölüm yükselir ve Horstları oluşturur. Alçalan bölüm ise Grabenleri oluşturur. Yeryüzünde oluşan bu kırılmalar faylanmaya neden olur. Bu nedenle bu oluşumun görüldüğü yerler de deprem ve sıcak su kaynakları görülme olasılığı yüksektir.
8- Türkiye 4. jeolojik zamanın başında toptan yükselmiştir. Bu nedenle ortalama yükseltisi (1132m) fazla olan bir ülkedir ve yükselti batıdan doğuya gidildikçe artar. Bu nedenle:
a) Batıdan doğuya gidildikçe ortalama sıcaklıklar azalır.
b) Batıdan doğuya gidildikçe karasallığın şiddeti ve karın yerde kalma süresi artar.
c) Gerçek ve indirgenmiş sıcaklık farkları doğuya gidildikçe artar.
9- Türkiye engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Bu nedenle:
a) Gerçek ve izdüşüm alan ile gerçek ve kuşuçuşu mesafe farkları fazladır.
b) Kısa mesafelerde iklim, bitki örtüsü, tarım ürünleri ve turizm faaliyetlerinde çeşitlilik görülür.
KARADENİZ BÖLGESİ
En kuzeyde yer alan bölgemizdir. Bu nedenle;
1- Çizgisel hızın en az, alacakaranlık sürelerinin en fazla gözlendiği bölgemizdir.
2- Yıl boyunca güneş ışınlarının en küçük açıyla geldiği, gölge boylarının en uzun olduğu bölgedir.
3- Doğu batı genişliği en fazla olan bölgedir. Bu nedenle yerel saat farklarının en fazla olduğu bölgedir.
4- Ekvatora en uzak bölgedir. Bu nedenle gece gündüz süre farklarının en fazla olduğu bölgedir.
Yüz ölçümü bakımından üçüncü sıradadır ve üç bölümden oluşur: Batı, Orta ve Doğu Karadeniz Bölümleri.
YERŞEKİLLERİ
Bölgenin yer şekillerinin temelini 3. jeolojik dönemde Alp-Himalaya orojenezi sırasında oluşmuş Kuzey Anadolu dağları ve bu dağlar arasındaki çukurluklar oluşturur. Batıda kıyıdan iç kısımlara doğru Küre, Bolu ve Ilgaz, Köroğlu dağları kıyıya paralel üç sıra halinde uzanır. Orta Karadeniz’de Canik Dağları kıyıdan içeriye çekilmiştir. Yükseltisi en az olan dağlardır. Doğuda kıyıda Giresun ve Kaçkar Dağları, iç kısımda Mescit, Çimen, Kop ve Yalnızçam Dağları kıyıya paralel iki sıra halinde uzanır. Bu bölümde yükselti 4000m yi aşar. En engebeli bölüm Doğu Karadeniz’dir.
Dağlar kıyıya paralel uzanır. Bu nedenle;
a) Girinti-çıkıntı, koy, körfez azdır. Doğal liman sayısı azdır.
b) Kıyıda falezler oluşmuştur.
Falez: Deniz derinliğinin fazla olduğu kıyılarda dalgalar kıyı şeridinin altını oyar. Açılan oyuklar büyüdüğünde kıyıda çökmeler olur ve dik uçurumlar oluşur. Oluşan bu uçurumlara falez ya da yalıyar denir.
c) Kıta sahanlığı (şelf alanı) dardır. Derinliğin 200m ye kadar olduğu deniz bölümüne kıta sahanlığı denir.
d) Boyuna kıyı tipi oluşmuştur. Dağların kıyıya paralel olduğu kıyılardır.
e) İç bölgelerle olan ulaşım genelde geçitlerden sağlanır. En önemli geçitleri Zigana (Kalkanlı) ve Kop geçitleridir.
f) Deniz etkisi iç kısımlara giremez. Bu nedenle kıyı ile iç kısımlar arasında iklim, bitki örtüsü ve tarım ürünlerinde farklılıklar görülür.
g) Dağların denize dönük yamaçlarında yamaç yağışları oluşur.
Engebeli ve eğimli arazinin fazla olması heyelan riskini arttırır. Türkiye’de heyelanın en çok görüldüğü bölgedir. Heyelan olabilmesi için tabakaların eğim doğrultusunda uzanması, killi toprağın suya doyması ve altta geçirimsiz, sert bir kütlenin olması gerekir.
Engebelilik yol yapım maliyetlerini arttırmıştır.
Zonguldak çevresi 1. jeolojik zaman arazisidir. Bu nedenle Türkiye’de deprem riskinin en az olduğu yerlerden biridir.
Ovalar: Bölgedeki ovaları, kıyı ovaları ve iç bölge ovaları olarak ikiye ayırabiliriz. Kıyıdaki Çarşamba ve Bafra Ovaları delta ovalarıdır.
Delta ovaları: Akarsuların yeryüzünden aşındırdıkları malzemeleri (alüvyon) denize biriktirmeleriyle oluşan ovalardır. Bir yerde delta oluşabilmesi için:
ü Kıta sahanlığı geniş olmalıdır.
ü Akarsu bol alüvyon taşımalıdır.
ü Kıyıya paralel deniz akıntısı olmamalıdır.
ü Kıyıda güçlü gel-git olmamalıdır. Türkiye’nin okyanuslara kıyısı olmadığı için kıyılarında güçlü gel-git görülmez.
İç ovalar: Kuzey Anadolu fayı boyunca uzanan ovalardır. Fay üzerinde meydana gelen kırılmalar bir çöküntü alanı yaratır. Bu çöküntüye akarsu ya da sel sularının taşıdığı alüvyonların dolması ile ovalar oluşur. Bu tür ovalara tektonik ovalar da denir. Batıdan doğuya doğru Düzce, Bolu, Gerede, Çerkeş, Taşköprü, Merzifon, Taşova, Lâdik, Suluova, Turhal, Erbaa ve Suşehri ovaları bu gruba girer.
Akarsular:
ü Kaynağını bölge içinden alan akarsuların rejimleri düzenli, havzaları dardır
ü Denize dönük yamaçlardan doğan akarsular bol yağış ve eğim nedeniyle hızlı akarlar; hidroelektrik potansiyelleri fazladır.
ü Bölge içinden doğan akarsular genelde kısadır.
ü Çoruh, Yeşilırmak, Kızılırmak, Sakarya, Filyos (Yenice) ve Bartın çayları önemli akarsularıdır. Bartın Çayı, üzerinde taşımacılık yapılan tek akarsuyumuzdur.
Göller: Bölgedeki önemli göllerin tamamı heyelan set gölleridir. Bu göller heyelan sonuncunda bir akarsuyun önünün kapanması ile oluşurlar. Tatlı su gölleridir. Tortum(Erzurum), Sera ve Uzungöl(Trabzon), Abant, Yedigöller ve Sülük Gölü(Bolu) heyelan set gölleridir.
Ayrıca Kaçkar dağları üzerinde buzul aşındırması ile oluşmuş sirk gölleri de bulunmaktadır.
Kızılırmak üzerindeki Altınkaya, Yeşilırmak üzerindeki Hasan ve Suat Uğurlu, Sakarya üzerindeki Sarıyar ve Gökçekaya baraj gölleri önemli göllerdir.
İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ
Kıyı kesimlerinde her mevsimi yağışlı ılıman iklim koşulları hâkimdir.
En çok yağış alan bölgedir.
Yağış rejimi düzenlidir. En fazla yağışı sonbahar, en az yağışı ilkbaharda alır.
En çok yağış alan yer Doğu Karadeniz’dir(2400mm). En az yağış alan yer ise dağların yükseltisinin azalması ve kıyıdan uzaklaşması nedeniyle Orta Karadeniz’dir(650-700mm).
Yıllık ve günlük sıcaklık farklarının en az olduğu bölgedir.
Bulutlu gün sayısının en fazla, güneş enerjisi potansiyelinin en az olduğu bölgedir.
Orman yangını riskinin en az olduğu bölgedir.
Tarımda nadas uygulamasının en az olduğu bölgedir.
Yamaç yağışlarının en çok görüldüğü bölgedir.
Kimyasal çözülmenin en fazla olduğu bölgedir.
Yağışın fazla olması toprakların yıkanmasını sağlar. Toprakları mineral bakımından fakirdir. Doğu Karadeniz’de ılık nemli bölge toprağı laterit(yıkanmış, verimsiz topraklardır), batıda soğuk nemli bölge toprağı podzollar görülür.
Rize ve Artvin-Çoruh vadisinde kış ve ilkbahar döneminde esen fön rüzgârları hava sıcaklığını arttırır ve kışın daha ılık geçmesini sağlar. Bu tür dar alanlı iklim bölgelerine mikroklima denir.
800m’ye kadar geniş, 800-1500m arası karışık, 1500-2000m arası iğne yapraklı ormanlar ve 2000m’nin üstünde dağ çayırları doğal bitki örtüsünü oluşturur.
İç kısımlarda iklim karasallaşmış ve bitki örtüsü bozkıra dönmüştür.
Türkiye ormanlarının %27’si Karadeniz Bölgesi’ndedir. Bu oranla ilk sıradadır.
NÜFUS VE YERLEŞME
Nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının altındadır.
Ilıman iklim koşulları ve yer şekilleri nedeniyle nüfusun çoğu dar kıyı şeridinde toplanmıştır.
Doğu Karadeniz sahil şeridi, Orta Karadeniz’de Samsun çevresi ve Batı Karadeniz’de Zonguldak çevresi sık nüfuslanmış yerlerdir.
Şehirleşme oranının en düşük, kırsal nüfus oranının en yüksek(%70) olduğu bölgedir.
Batı ve Doğu Karadeniz de nüfus kıyıda toplanmışken Orta Karadeniz de dağların kıyıdan uzak olmaları ve engebeliliğin az olması nedeniyle nüfus daha dengeli dağılmıştır.
Coğrafi ve ekonomik koşullar nedeniyle en çok göç veren bölgelerden biridir.
Orta ve Doğu Karadeniz göç verirken Batı Karadeniz göç alır.
Nüfus yoğunluğunun en az olduğu bölüm Doğu Karadeniz’dir.
Su kaynaklarının fazla, yer şekillerinin engebeli ve tarım alanlarının dar ve dağınık olması kırsal alanda dağınık yerleşmeye neden olmuştur.
Kırsal konutlarda doğal yapı malzemesi olarak ahşabın en çok kullanıldığı bölgedir.
TARIM VE HAYVANCILIK
Kıyı kesiminde her mevsim yağışlı olduğu için yaz kuraklığı isteyen ürünler yetiştirilemez.
Özellikle Doğu Karadeniz’de kışların ılık geçmesi çay, fındık, turunçgiller ve zeytin gibi ürünlerin yetiştirilmesini kolaylaştırmıştır.
İç kısımlarda ise iklim karasallaşmış; buğday, şeker pancarı ve tütün gibi ürünler yaygınlaşmıştır.
Tarım arazileri dar ve dağınıktır. Bu durum makineli tarımın gelişmesini önlemiştir.
Tarım ve hayvancılık nüfusun %70’inin geçim kaynağıdır. Bu durum tarım alanlarının azlığıyla birlikte tarımsal nüfus yoğunluğunun artmasına yol açmıştır.
Çay: Yıkanmış, tuz ve kireç oranı düşük topraklarda yetiştirilir. Kışların ılık, yazların serin ve bulutlu geçmesini ister. Giresun’dan Gürcistan sınırına kadar olan bölümde 500m yükseltiye kadar yetiştirilir. Üretimin tamamını karşılar.
Fındık: Karadeniz iklimini en iyi tanıtan üründür. Kışların ılık, yazların serin ve bulutlu geçmesini ister. Ordu, Giresun ve Trabzon başlıca üretim alanlarıdır. Türkiye, Dünya fındık üretiminde ilk sıradadır. En çok ihraç edilen tarım ürünleri arasındadır. Bölge Türkiye üretiminin %85’ini karşılar.
Kenevir: Kastamonu, Sinop, Zonguldak çevresinde yetiştirilir. Türkiye üretiminin %80’ini karşılar.
Pirinç: Kastamonu, Tokat, Amasya, Samsun çevresinde sulanabilen alanlarda yetiştirilir. İlk yetişme döneminde bol su, olgunlaşma ve hasat döneminde kuraklık ister. Üretimin %35’ini karşılar. Türkiye üretiminde ikinci sıradadır.
Mısır: Her mevsim bol suya ihtiyaç duyar. Bölgede yaygın bir şekilde yetiştirilir. Kıyı kesiminde halkın temel tüketim maddesidir ve buğdayın yerini almıştır. %25’lik üretimle Türkiye’de ikinci sıradadır.
Tütün: Yağışların azaldığı ve yaz kuraklığının belirginleştiği alanlarda yetiştirilir. Samsun, Tokat, Amasya çevresinde yetiştirilir. Türkiye üretiminin %15’ini karşılar.
Soya Fasulyesi: Kışların ılık geçmesini ister. Samsun, Ordu çevresinde yetiştirilir.
Şeker Pancarı: Amasya, Tokat, Çorum, Samsun ve Kastamonu çevresinde sulanabilen alanlarda yetiştirilir. İç Anadolu’dan sonra ikinci sıradadır. Toplandıktan sonra kısa bir süre içinde işlenmesi gerekir. Bu nedenle şeker fabrikaları üretim alanlarına yakın yerlere kurulur. Ayrıca posasından suni yem üretiminde yararlanılır.
Turunçgiller: Kışların ılık geçtiği Rize çevresinde az miktarda yetiştirilir.
Zeytin: Artvin-Yusufeli çevresinde Çoruh vadisinde yetiştirilir.
Kivi: Rize ve Trabzon çevresinde yetiştirilir.
Elma: Amasya ve tokat çevresinde yetiştirilir.
Not: Pirinç sıtma hastalığı; fındık, çay ve tütün kalite standardını koruma isteği, kenevir ise uyuşturucu hammaddesi olması nedeniyle üretimleri devlet kontrolündedir.
Hayvancılık:
Kıyı kesiminde;
ü Her mevsimin yağışlı olması,
ü Tarım alanların dar olması ve
ü Dağ çayırlarının gür olması nedeniyle büyükbaş hayvancılık yapılmaktadır. İç kesimlerde ise iklim karasallaştığı için küçükbaş hayvancılık yaygındır.
Özellikle Batı Karadeniz’de büyük şehirlere yakın alanlarda kümes hayvancılığı gelişmiştir(Bolu, Düzce gibi illerde).
Türkiye balık üretiminin %80’ini Karadeniz bölgesi karşılar.
Bölgede dağlık alanların fazla yer tutması arıcılığın gelişmesine yol açmıştır. Türkiye bal üretiminin %30’unu karşılar ve Ege Bölgesi’nden sonra ikinci sıradadır.
YERALTI KAYNAKLARI
Bölge yeraltı kaynakları bakımından fakir bir yerdir. Kaynak çeşitliliği çok sınırlıdır.
Taşkömürü: 1. jeolojik dönemde oluşmuştur. Zonguldak-Ereğli havzasından çıkarılır. Türkiye üretiminin tamamı bölgeden karşılanır.
Bakır: Kastamonu-Küre ve Artvin-Murgul’dan çıkarılır. Türkiye üretiminde %50-55’lik oranla ilk sıradadır.
Linyit: Amasya-Çeltek ve Samsun-Havza’dan çıkarılır.
Manganez: Artvin-Borçka ve Zonguldak-Ereğli’den çıkarılır. Demirin sertleştirilmesinde kullanılır.
SANAYİ KURULUŞLARI
Demir-Çelik: Karabük ve Ereğli’de kurulmuştur. Sivas çevresinde çıkarılan demir cevheri bu kuruluşlarda işlenir; yani hammaddeye değil enerji kaynağına yakın yerlere kurulmuşlardır.
Bakır İşletmeleri: Samsun Bakır İşletmesi Küre Dağları’ndan çıkarılan cevheri işler. Hammaddeye uzaktır fakat liman ve demiryolu avantajından dolayı buraya kurulmuştur.
Murgul Bakır İşletmesi ise Artvin-Murgul’dan çıkarılan cevheri yine Murgul’da işler. Hammaddeye yakındır.
Şeker Sanayi: Şeker pancarı çabuk bozulan bir üründür. Bu nedenle bu kuruluşlar hammaddeye yakın olmak zorundadır. Tokat-Turhal, Amasya-Suluova, Kastamonu, Çorum ve Samsun’da gelişmiştir. Ayrıca şeker fabrikaları çevresinde yem sanayi ve besi hayvancılığı gelişmiştir.
Sigara Fabrikaları: Samsun ve Tokat’ta gelişmiştir.
Kâğıt Sanayi: Giresun-Aksu, Kastamonu-Taşköprü ve Zonguldak-Çaycuma’da gelişmiştir. Türkiye kâğıt üretimi ihtiyacı karşılayacak düzeyde değildir. İthal ettiğimiz sanayi ürünleri arasındadır.
Kereste Fabrikaları: Bölge genelinde yaygın olsa da özellikle Batı Karadeniz’de gelişmiştir.
Hinterland (Ardülke):
Bir limanın gerisinde kalan ve ekonomik yönden etkilediği sahadır. Limanın kara ve demiryolu bağlantısı ne kadar gelişmişse hinterlandı da o kadar geniş demektir ve gelişmeye açıktır.
Ayrıca Samsun ve Trabzon limanları ile Artvin-Sarp Sınır Kapısı (Gürcistan’a açılır.) bölge ekonomisinde önemli yer tutan unsurlardır. Sinop Limanı doğal liman olmasına karşın hinterlandı (Ardülke) dar olduğu için gelişmemiştir.
Ayrıca Trabzon’da kuyumculuk önemli bir el sanatıdır.
TURİZM DEĞERLERİ
Bölgede yer şekilleri ve iklim koşulları nedeniyle kıyı turizmi gelişmemiştir.
Bolu-Kartalkaya, Kastamonu-Ilgaz ve Rize-Kaçkar dağları üzerinde kış turizmi gelişmiştir.
Abant gölü ve Yedi Göller çevresinde sayfiye turizmi gelişmiştir.
Bolu, Düzce, Kızılcahamam ve Tokat çevresinde kaplıca turizmi gelişmiştir.
Safranbolu ve Amasra evleri, Amasya kral mezarları, Çorum Hitit kalıntıları önemli tarihi değerlerdir.
Trabzon-Sümela manastırı inanç turizmi açısından önemlidir.
Artvin ve Rize çevresinde yayla turizmi gelişmektedir.
Çoruh nehri üzerinde rafting faaliyetleri yapılmaktadır. (part2)
0 yorum:
Yorum Gönder