Ludwig Mies van der Rohe Kimdir



god is in detailsve less is more felsefesinden yola çıkmış minimalist ve modernist alman mimardır.yapılarındaki 2 temel unsur cam ve çeliktir.modern sanat ve mimarlığa ilgisi yoğundur.yapılarında sade ve fonksiyonellik aramıştır,yapıyı detaylarla zenginleştirme yoluna gitmiştir.düşük yapıma teknik çözüm,mekanın nötralize edilmesi,çatının yapıdan bağımsızlaştırılması,iç ve dış mekanı birbirinden ayırmamak ve iç mekanlarda birbirleriyle bağlantı arama uygulamalarının üzerinde tasarımlarını gerçekleştirmiştir.gökdelen yapmak amacı her daim bünyesinde bulunmaktaydı.

alman pavyonu,fransworth evi,twin towers,federal centre örnek yapılarından olup en minimalist yapısı fransworth evidir.Yapıtlarında kullandığı yalın biçimlerle ve işlev anlayışıyla çağdaş mimarlığı etkilemiş, pek çok tasarımcı onun ilkelerinden yola çıkarak kendi özgün üslubuna ulaşmıştır.

Mies, 1900-1902 arasında Aachen Ticaret Okulu’nda eğitim görürken bir yandan da taş ustası olan babasının yanında çalışmış, 1904’e değin bir atölyede alçı bezeme işleri yapmıştır. 1905’te Berlin’e yerleşmiş, burada da önce ahşap yapılar yapan bir mimarın sonra mimar ve mobilya tasarımcısı Bruno Paul’un yanında çalışmış, 1908’de de Behrens’in bürosuna girmiştir. Gropius ve Le Corbusier ile de tanıştığı bu büroda 1911’e değin çalışmış, ardından kendi bürosunu açmıştır. 1912’de Hollanda’ya giden Mies, 1914-18 arasında I. Dünya Savaşı’na katılmış, savaş sonrası yeniden Berlin’e dönmüştür. Burada 1921’de Gestaltung adlı derginin kurucularından biri olmuş, Kasım Grubu (Novembergruppe) adlı çağdaş sanatçılar topluluğuna katılmış, ve 1925’e değin bu grubun mimarlık sergilerini yönetmiştir. 1926’dan 1932’ye değin Alman Werkbund’unun ikinci başkanlığını yapmış, 1930’da Dessau’daki Bauhaus’un yöneticiliğine getirilmiş ancak Nazi Partisi’nin baskılarıyla okulu 1932’de Berlin’e taşımış, ertesi yıl da kapatmak zorunda kalmıştır. Mies van der Rohe kimi düşüncelerini 1920’lerde geliştirmeye başlamış, ama bunların çok azı uygulanmıştır. Mies 1927’de Werkbund etkinlikleri kapsamında Stuttgart’ta gerçekleştirilen ve pek çok mimarın katıldığı ‘Weissenhofsiedlung’ adlı konut yerleşmesinin yürütücülüğünü yapmıştır. 1929 Barselona Dünya Sergisi için tasarladığı Alman Pavyonu, başyapıtlarından biridir. Ulusalararası Üslubun en önemli örneklerinden sayılan bu yapıda taşıyıcı ve bölücü yapı öğeleri birbirlerinden ayrı ve bağımsız bir düzenleme içinde yer alır. Pavyonun düz çatısı artı biçimindeki krom kaplı ince çelik taşıyıcılar tarafından taşınır. Aralarına işlevleri yalnızca bölmek olan kimi tavana kadar bile yükselmeyen ince duvarlar yerleştirilmiştir. Bu yolla Mies yepyeni bir mekan düzeni gerçekleştirmiş, taşıyıcılardan bağımsız olan bölme duvarlarıyla yapının çatısı altında tek bir bütün oluşturan, birinden ötekine akarak geçen bir mekanlar dizisi yaratmıştır. Daha sonra yaptığı Tugendhat Evi de kare ve dikdörtgen biçimlerin egemen olduğu bir yapıdır. Oturma bölümlerinde gerçekleştirilen sürekli ve akıcı mekanlar, krom kaplı serbest çelik taşıyıcılar, onlardan bağımsız bölme duvarları bu evde de görülür. Mies 1937’de ABD’ye gitmiş, ertesi yıl da daha sonra Illinois Teknoloji Enstitüsü adını alacak olan Armour Enstitüsünün (Chicago) mimarlık bölümü başkanlığına getirilmiştir. Burada bir yandan eğitim çalışmalarını sürdürürken öte yandan da pek çok yapının tasarım ve uygulamasını yapmıştır.


Mies van der Rohe’ye göre işlev-biçim uyumu ancak belli bir süre için geçerlidir. İşlevlerin değişmesiyle bu uyum da ortadan kalkacaktır. Bu nedenle bir yapı çeşitli işlevleri barındırabilecek bir biçim içinde tasarlanmalıdır. IIT’nin mimarlık okulu Crown Hall (1956, Chicago) bu düşüncelerini uyguladığı bir yapıdır. Tek bir mekandan oluşan yapı, çelik iskelet taşıyıcılarıyla, hafif ve hareketli bölme duvarlarıyla gereken işlevlere göre bölünebilme olanağına sahiptir. 1958’de tasarladığı (Johnson ile) Seagram Gökdeleninde ise başka bir ilkesini uygulamış, yapının yüzüne yerleştirdiği profillerle taşıyıcı strüktürü dışa yansıtmış, yapının içinden gelen dinamizmi duyarlı bir biçim öğesi olarak kullanmıştır. Mies van der Rohe yapılarında kare, dikdörtgen ve bunların türevi olan prizmalardan yola çıkmış, her işlevi en iyi karşılayacağını düşündüğü bu biçimlerin çeşitlemelerini araştırmıştır. Yöresel nitelikler taşımayan yapıları çoğu kez yerel-yöresel biçimlerden yola çıkan mimarlar tarafından uluslararası özelikleri nedeniyle eleştirilmiştir. Mobilya tasarımları da yapmış olan Mies van der Rohe, yapıyı bir bütün olarak görür, en küçük ayrıntılarına kadar üstünde durur. Yalın bir biçim dilini benimseyen mimar, ‘Az çoktur’ (less is more) biçiminde dile getirdiği düşünce doğrultusunda hiçbir zaman gerekenden fazlasını yapmamış, olabildiğince en azı kullanarak en fazlayı sağlamaya çalışmıştır.



Kaynak : Ü. Alsaç, “Mies van der Rohe, Ludwig”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, C.2, S.1232, Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul, 1997.

Bu haber: www.memurvadisi.com sitesine aittir.
Güncel Blog Sayfası * Online Tv Sayfası * Canlı Maç Seyret * Ödev Sitesi * Yemek Tarifi * Bedava Backlink * Cep Telefonu * Free Backlink * SEO Yarışmaları * Memur Blog * Türk Filmi İzle * Yalan Dünya Dizisi * Koyu Kırmızı Dizisi * Ayrılık Olmasa Dizisi * Ha Babam Uzay Dizisi * SEO Yarışmaları * Memur Blog * Güncel * Güncel Blogcu * Günlük Gazeteler

0 yorum:

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg reddit Favorites More