Müjde 11 İl Daha Büyükşehir Oluyor




12 Haziran seçimleri öncesinde 11 ili büyükşehir yapma vaadinde bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan depremin ardından çalışmaların hızlandırılması talimatını verdi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi “Van’ı büyükşehir yaparak yaralarını hafifletmeyi amaçlıyoruz” dedi. İçişleri Bakanlığı tarafından kanun tasarısına göre 11 il büyükşehir yapılacak. Büyükşehir yapılacak iller arasında depremde büyük zarar alan Van ilk sırada yer alıyor.


Büyükşehir olacak diğer illerin isimleri ise şöyle:Manisa, Aydın, Balıkesir, Muğla, Tekirdağ, Kahramanmaraş, Denizli, Van, Şanlıurfa ve Trabzon.Malatya ise büyükşehir olmayı 10 bin kişi ile kaçırıyor.Büyükşehir olma sınırı 750 bin olarak esas alınacak.Van büyükşehir yapılacağı için Erciş‘in il yapılmasına gerek kalmayacak.Çünkü Erciş’te büyükşehir sınırları içerisinde yer alacak.
11 il büyükşehir oluyor, aydın, balıkesir, başbakan recep tayyip erdoğan, denizli, erciş, kahramanmaras, malatya, manisa, muğla, şanlıurfa, tekirdağ, trabzon, van


Türkiyenin Büyük Şehir Belediyeleri Nelerdir?
* Adana - Adana Büyükşehir Belediyesi
* Ankara - Ankara Büyükşehir Belediyesi
* Antalya - Antalya Büyükşehir Belediyesi
* Bursa - Bursa Büyükşehir Belediyesi
* Diyarbakır - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi
* Erzurum - Erzurum Büyükşehir Belediyesi
* Eskişehir - Eskişehir Büyükşehir Belediyesi
* Gaziantep - Gaziantep Büyükşehir Belediyesi
* Mersin - Mersin Büyükşehir Belediyesi
* İstanbul - İstanbul Büyükşehir Belediyesi
* İzmir - İzmir Büyükşehir Belediyesi
* Kayseri - Kayseri Büyükşehir Belediyesi
* Kocaeli - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi
* Konya - Konya Büyükşehir Belediyesi
* Sakarya - Sakarya Büyükşehir Belediyesi
* Samsun - Samsun Büyükşehir Belediyesi

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ YASA TASARISI

Genel ve madde gerekçeleri...
3 Mart 2004
Büyükşehir Belediyelerinin hukuki statülerini yeniden düzenleyen "Büyükşehir Belediyeleri Kanunu Tasarısı", 59. Hükümet (Erdoğan Hükümeti) tarafından 3 Mart 2004'de TBMM'ye sunuldu.
Tasarı ile Büyükşehir Belediyelerinin hukuki statüleri yeniden düzenleniyor.
Tasarının Genel Gerekçesi ile Madde Gerekçeleri şöyle:
(3 Mart 2004)
GENEL GEREKÇE
Birleşmiş Milletlerin 1995 yılında yayımladığı bir rapora göre nüfusu 5 milyonun üzerindeki kent sayısı 1957'de 7 ve bunların toplam nüfusu 42 milyon iken, 2015 yılında bu sayının 44 ve toplam nüfusun 282 milyon olacağı belirtilmektedir. 1975'te dünya nüfusunun % 39'u kentlerde yaşamaktayken bu durumun 2025 yılında % 63 olacağı tahmin edilmektedir.
Nüfusun kentlerde yoğunlaşması hizmet talebi ve maliyetleri artmıştır. Milyonlarca insanın ve araçların oluşturduğu trafik, hizmet kalitesini düşürmekte, zaman ve kaynak kaybına neden olmaktadır. Konut talebindeki artış, arsa spekülasyonunu ve kaçak yapılaşmayı ve gecekondu benzeri yapılaşmayı teşvik etmiş ve kent estetiği kaybolmuştur. Kentlerin etrafı yoksulluk kuşağıyla çevrilmiş, sefalet bölgeleri ortaya çıkmış, sorunlar ulusal düzeyde etkiler doğurmaya başlamıştır. Talep artışı karşısında hizmet yetersizliği yozlaşmaya yol açmıştır. Dolayısıyla kentlerin sorunlarına kent düzeyinde değil de ulusal düzeyde çözüm aramak zorunlu hale gelmiştir. Böylece, kimi kentler için ulusal düzeyde çözüm aramak gerekmektedir.
Kentsel gelişme, doğurduğu sorunların yanında, kentsel toplumun iktisadi, sosyal ve kültürel hayatında; alışkanlıkları ve davranış biçimleri ve düşünceleri üzerinde de çok önemli etkiler yaratmaktadır. Kentleşme, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında insan hayatını değiştiren ve toplumsal yapılar üzerinde önemli etkiler yapan başlıca sosyolojik değişimlerden biridir. Kent, sadece konut, işyeri ve insanların yaşadığı bir alan değil, aynı zamanda politik, ekonomik ve kültürel yaşamın merkezi olan ve bu faaliyetleri kontrol eden bir yerdir. Kent bir yenilik merkezidir.
Kentler iş ve faaliyetlerin geliştiği alanlardır. Yabancı yatırım, uluslararası ticaret, taşıma ve iletişimin ülkeye giren kısmının önemli bir bölümü anakent merkezlerine akmaktadır. Küresel ve bölgesel bağlantı ağında yer alan kentler yüksek oranda ulaşım ve iletişim ağına sahip durumdadırlar. Kent altyapısındaki ulaşım, modern binalar, finansal bölgeler, haberleşme ve benzeri alanlardaki ilerlemeler küreselleşme gerekleri ile beraber gitmektedir. Kentler, iletişim hizmetlerinin en iyi sunulduğu yerlerdir. Kısaca kentler yeni küresel ekonomide bir büyük pazar, ticaret merkezi ve ulusal ekonominin motorudurlar.
Nüfus yığılmasının ülkenin nispeten gelişmiş birkaç kentinde olması metropol kent, veya anakent adı verilen devasa merkezlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu merkezler hizmet yetersizliğinin yanında kendi büyüklüklerinin doğurduğu bir dizi sorunla da karşı karşıyadır. Anakentler, gelişmiş veya gelişmemiş bütün ülkelerde nüfus yığılmalarının sonucu olarak ortaya çıkan bir olgudur.
Anakent, büyük bir kent ve onu çevreleyen birçok uydu kentlerden oluşmaktadır. Bir merkezin etrafında toplanmış ve devamlı büyüyen nüfusun geniş bir alanda toplanması anakentin temel niteliğidir. Anakent, diğer kentlere göre daha geniştir, hatta bir havzayı kapsar. Bu havzada anakentin dışında başka büyük kent bulunmaz. Anakentler, ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel olarak içinde bulundukları ülkenin küçük bir örneğini oluştururlar.
Büyük kentlerde ortaya çıkan sorunlar gün geçtikçe ağırlaşmakta ve çözülmesi de o oranda zorlaşmaktadır. Sorunların başında bu alanlardaki yönetim yetersizliği gelmektedir. Sorunlar anakent alanının bütününden kaynaklanmakta iken bu sorunların çözülmesi için gerekli yetki ve malî kaynaklar birden çok mahallî idare birimi arasında paylaştırılmıştır. Nüfus artışı, sanayileşme, ulaşım, çevre sorunları ve teknolojide meydana gelen gelişmeler, kamu hizmetlerini kapsamını ve ölçek boyutlarını büyütmüştür. Bu durum, sorunların; çözümü, anakent alanı içinde kurulan ve koordinasyon içinde olmayan çok sayıda mahallî idarenin teşkilât yapısı, hizmet üretme kapasitesi ve yetersiz malî kaynaklarıyla çözümünü imkânsız hale getirmektedir. Yönetimde etkinlik ve verimliliği ortadan kaldırmaktadır. Anakent düzeyinde yürütülmesi gereken hizmetlerin yapılmasında çok sayıda birimin yetkili olması nedeniyle planlama ve koordinasyon ile ölçek etkinliği ortadan kalkmakta, kaynak israfına yol açılmaktadır.
Türkiye bu olguya yabancı değildir. Ülkemizde kentleşme ve doğurduğu sorunlar, yukarıda belirtilenlere benzer bir seyir izlemiştir. Sanayileşme ile birlikte artan istihdam imkânları kırsal kesimdeki işsizlerin kentlere yığılmasına yol açmıştır. Özellikle 1950'lerden itibaren hızlanan kırdan kente göç olgusu, nüfus artışının üstünde bir kentleşmeye yol açmıştır. Kentleşme, ülkenin özellikle batı bölgelerinde diğerlerine göre daha yüksek bir hızda gerçekleşmiştir.
2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ülke nüfusunun yaklaşık yüzde sekseni belediye yönetiminin olduğu ve bu nedenle temel kentsel hizmetlerin sunulduğu yerleşim yerlerinde yaşamaktadır. Bu oranın önümüzdeki on yıl içinde yüzde seksen beş dolayında istikrar kazanacağı tahmin edilmektedir.
Büyükşehirlerin sorunlarıyla başedebilmek buralarda farklı yönetim modellerinin uygulanmasını gerektirmektedir. Büyük kentlerde iki düzeyli yönetim oluşturma uygulaması bütün dünyada yaygınlık kazanmış bir yöntemdir. Ülkemizde de, anakent alanlarında farklı yönetim yapıları kurma konusunda çeşitli araştırma ve çalışmalar yapılmış; kanun tasarıları hazırlanmıştır. Beş yıllık kalkınma planlarında ve kamuda yeniden yapılanma çalışma raporlarında başta İstanbul olmak üzere büyük kentler için özel yönetim biçimleri gerekli olduğu belirtilmiştir.
Aslında 1580 sayılı Belediye Kanununun İstanbul'da belediye ve il özel idaresi için ortak yönetim getirmesi merkeziyetçi anlayış bir tarafa bırakılırsa bu açıdan bir ilk uygulama sayılabilir. Anayasanın 127 nci maddesinde kanunla büyük yerleşim yerleri için özel yönetim biçimleri getirilebileceği öngörülmektedir. Ülkemizde anakent yönetimleriyle ilgili olarak ilk temel düzenleme 1984 yılında kanun hükmünde kararname olarak çıkarıldıktan sonra aynı yıl kanunlaşan 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunla yapılmıştır.
3030 sayılı Kanun, büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyesi olmak üzere iki düzeyli ve merkezî bir anakent yönetim yapısı öngörmüştür. İdareler arası ilişkilerde büyükşehir belediye meclisine ve başkanına koordinasyon amaçlı vesayet yetkileri vermiştir. Belediyenin organları yine meclis, encümen ve başkandan oluşmaktadır.
3030 sayılı Kanun, belediye sınırları içinde birden çok ilçesi olan il merkez belediyelerinin büyükşehir belediyesi olmasını öngörmüştür. Ancak, 3030 sayılı Kanunla ek malî kaynaklar da sağlanmış olduğundan gelişmekte olan birçok kentte büyükşehir statüsü kazanma eğilimleri ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda daha sonra çıkarılan kanun hükmünde kararname veya kanunlarla bu niteliğe sahip olmayan belediyeler de büyükşehir belediyesi haline getirilmiştir. Bugün ülkemizde 16 büyükşehir belediyesi bulunmaktadır. Ülke nüfusunun % 32'si, belediyeli nüfusun ise % 41,2'sini oluşturan 22 milyon insan 16 büyükşehirde yaşamaktadır.
Büyükşehir belediyesi uygulamasına tâbi alanlardaki mahallî müşterek hizmetler, iki düzeyli bir örgütlenme yapısıyla yerine getirilmektedir. Büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyelerinden oluşan iki düzeyli büyük kent yönetiminin yanında su, kanalizasyon ve ulaşım hizmetleri gibi alanlarda kurulan ve büyükşehir belediyesinin bağlı kuruluşu olan özel nitelikli örgütler bu hizmet yapısının diğer kısmını oluşturmaktadır.
Geçmişte tecrübesi bulunmayan ve ilk defa 1984 yılında 3030 sayılı Kanun ile hayata geçirilen bir sistemin uygulamada bazı eksikliklerinin olması ve bu alanda kimi sorunların yaşanması doğaldır. Görev ve yetkilerin paylaşılmasında nesnel ölçütler bulunmadığı, yönetim kademeleri arasında işbirliği kurma mekanizmalarının yeterli olmadığı, büyükşehir yönetiminin kesin bir hakimiyetinin bulunduğu, büyükşehir çapında planlama ve koordinasyon yapılamadığı ve belediye büyüklüklerinin çok farklı olduğu sorun olarak genel kabul gören hususlardır.
Bu sorunların çözülmesi ve büyükşehir belediye yönetiminin daha etkin işleyen bir duruma getirilmesi acil bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan, kamu yönetiminde meydana gelen gelişmeler büyükşehir belediyelerinin de yeniden yapılandırılmasını, bu idarelerin etkin, saydam, hesap verebilir ve katılımcı bir yapıya kavuşturulmasını gerektirmektedir. Mahallî idarelerin yeniden yapılandırılması çerçevesinde, bu amaçları gerçekleştirmek ve büyükşehir belediyelerini de yeniden düzenlemek için bu Tasarı hazırlanmıştır.
Büyükşehir belediyeleri mahallî idare sisteminin dolayısıyla kamu yönetiminin ayrılmaz bir parçası olarak, ülkenin iktisadi, sosyal ve siyasal yapısından etkilenmektedir. Dolayısıyla büyükşehir alanlarındaki sorunlara yönelik çözümler bu bütünlük içinde geliştirilmek zorundadır.
Tasarıyla büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin kurulması, organları, görev ve yetkileri, gelirleri, örgütlenmeleri ve belediyeler arasındaki ilişkiler düzenlenmektedir. Büyükşehir ve onun altında ilçe veya ilk kademe olmak üzere mevcut iki düzeyli yönetim yapısı korunmaktadır. Büyükşehir kapsamındaki bütün belediyelerin ayrı tüzel kişilikleri, organları ve teşkilâtları olacaktır. Yine büyükşehir çapında bazı hizmetleri yürütmek için özel kanunlarla kurulan kurumlar varlıklarını devam ettirecekler fakat büyükşehirin denetimi ve koordinasyonu bakımından bağlılıkları artacaktır. Tasarı büyükşehir belediyeleri ve büyükşehir kapsamındaki ilçe ve ilk kademe belediyelerinin kuruluş ve işleyiş bakımından diğer belediyelerden farklılaştığı hususları da kapsamaktadır. Doğal olarak, bu Tasarı ile düzenlenmeyen konularda Belediyeler Kanunu hükümleri geçerli olacaktır.
Bir yerde büyükşehir belediyesi kurulabilmesi için bir milyon nüfusa sahip olma şartı öngörülerek bir ölçek de getirilmektedir. Görev bölüşümünde ise ilçe veya ilk kademe belediye sınırları içinde yapılabilen veya etkileri bu belediyelerin sınırlarını aşmayan mahallî müşterek görev ve hizmetler ilçe ve ilk kademe belediyelerince yerine getirilme esası benimsenmiştir. Büyükşehir çapında planlama ve koordinasyon gerektiren veya malî bakımdan büyükşehir tarafından yapılması gereken görev ve hizmetler ise büyükşehir belediyesince yapılacaktır. Bu ayrıca ilçe veya ilk kademe belediyelerince de yapılabilecek ancak uygulamada uzlaşmazlıklara yol açacak olan hizmetler de büyükşehir belediyesi tarafında yerine getirilecektir. Böyle bir bölüşüm, uygulamada nesnelliği sağlamanın yanında yönetim düzeyleri arasında hizmetlerde yerindenlik ilkesinin gerçekleşmesine de imkân verecektir.
Tasarıda büyükşehir belediyelerinin görevleri sayılarak belirtildiğinden bu belediyeler bunların dışında bir görev ve hizmet üstlenemeyeceklerdir. İlçe ve ilk kademe belediyeleri ise bu görev ve hizmetler dışında kalan ve kanunlarla başka bir kuruluşa verilmeyen mahallî müşterek bütün görev ve hizmetleri yapabilecektir.
Büyükşehir belediyesi, hizmetlerin yürütülmesi konusunda büyükşehir çapında planlama ve koordinasyon yetkisine sahip olacaktır. Ayrıca ilçe ve ilk kademe belediyelerini de kapsamak üzere yönlendirici kararlar alabilecektir. Hizmetlerin büyükşehir çapında tespit edilen plan ve politikalara uygunluğunu sağlamak için büyükşehir kapsamındaki bütün belediyelerin meclislerince alınan kararlar büyükşehir belediye başkanına gönderilecek, başkan bunlardan uygun görmediklerinin yeniden görüşülmesini isteyebilecektir.
Tasarı kanunlaştığında büyükşehir belediyelerinin karşı karşıya bulunduğu sorunlar daha süratli bir şekilde çözüme kavuşturulacak, hizmetler etkili ve verimli bir şekilde sunulacaktır.

MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - Bu Tasarı ile, büyükşehir belediyelerinin hukukî statüleri yeniden düzenlenerek hizmetlerin büyükşehir dahilinde daha etkili ve verimli olarak ve koordinasyon içerisinde yürütülmesi amaçlanmaktadır.
Madde 2. - Bu Kanun, büyükşehir kapsamında bulunan büyükşehir belediyesi, ilçe belediyesi ve ilk kademe belediyelerini kapsamaktadır.
Madde 3. - Tasarıda geçen ibareler tanımlanmıştır.
Büyükşehir belediyesi; en az üç ilçe veya ilk kademe belediyesinin bulunduğu, bu belediyeler arasında koordinasyonu sağlayan; kanunlarda verilen görev ve sorumlulukları yerine getiren; idarî ve malî özerkliğe sahip ve karar organları seçimle işbaşına gelen kamu tüzel kişileri olarak tarif edilmektedir.
Tanımda geçen idarî ve malî özerklik kavramı sınırsız bir özerkliği kapsamamaktadır. Büyükşehir belediyelerinin, Anayasanın 127 nci maddesinde ve diğer kanunlarda öngörülen esas ve sınırlar çerçevesinde mahallî müşterek ihtiyaçların karşılanması hususunda, karar organının alacağı kararla harekete geçebilen, harcama yapabilen, borçlanabilen ve her türlü hukukî ehliyete sahip bir kamu tüzel kişisi olduğunda hiçbir kuşku bulunmamaktadır.
İdarî ve malî özerklik, Anayasanın 123 üncü maddesinde düzenlenen idarenin bütünlüğü ilkesini ortadan kaldıracak veya zayıflatacak şekilde yorumlanamaz. Söz konusu kavramlar, mahallî idarelerin, mahallî müşterek ihtiyaçları karşılamak amacıyla yetkili organlarının kararı ile kanunlara uygun olarak serbestçe karar alma, teşkilâtlanma, personel istihdamı, borçlanma ve benzeri alanlardaki yetkilerini ifade etmektedir.
Ayrıca, bu madde ile büyükşehir belediyesinin organları ile ilçe ve ilk kademe belediyeleri tanımlanmaktadır.
Madde 4. - Büyükşehir belediyelerinin kuruluşu yeni esaslara bağlanmaktadır. Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesindeki "Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir." hükmüne istinaden nüfusu 1.000.000'u aşan illerde farklı bir belediye teşkilâtı öngörülmektedir.
Bir il merkezinde büyükşehir belediye teşkilâtı kurulabilmesi için o yerin nüfusunun, son nüfus sayımına göre en az 1.000.000 olması gerekmektedir. Öngörülen nüfusun, belediye sınırları ve bu sınırlara en fazla 10.000 metre uzaklıktaki yerleşim yerlerinde yaşayanlar olması gerekmektedir. Büyükşehir belediye teşkilâtı kurulacak olan il merkez belediyesinin sınırından itibaren 10.000 metre yarıçaplı alan içinde kalan yerleşim yerlerinin nüfusları bu sayıya dahil edilecektir. Ayrıca, o yerin fizikî yerleşim durumu ve ekonomik gelişmişlik düzeyinin de büyükşehir belediyesi teşkilâtı kurulması için uygun olması gerekmektedir.
Madde ile, büyükşehir belediyesi kurulabilmesi için 1.000.000 nüfus şartı getirilerek belirli bir büyüklük öngörülmektedir. 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkındaki Kanunda bir yerde büyükşehir belediyesi teşkilâtı kurulması için nüfus şartı öngörülmemiştir. Herhangi bir nüfus şartı olmaması nedeniyle önceki yıllarda, nüfusu çok az olan bazı illerde büyükşehir belediye teşkilâtları kurulmuş ve bu durum, hizmetleri olumsuz etkilemiş, kaynakların etkisiz ve verimsiz kullanımına yol açmış, büyükşehir belediyesi ile ilçe ve ilk kademe belediyeleri arasında görev ve yetki kavgalarına sebep olmuştur. 200.000 nüfuslu bir ilde büyükşehir ve en az iki ilçe veya ilk kademe belediyesi kurulması sonucunda koordinasyonsuzluk ve israf büyük boyutlara ulaşmıştır. Bu durum, kamuoyu vicdanını rahatsız etmiştir.
Yapılan yeni düzenleme ile yukarıda belirtilen olumsuzlukların önlenmesi, kaynakların etkili ve verimli bir şekilde kullanılması ve hizmetlerde daha etkin bir koordinasyon sağlanması umulmaktadır.
Madde 5. - Büyükşehir belediyesinin sınırlarının adını aldıkları şehrin belediye sınırları olması; ilçe belediyesi sınırlarının bu ilçelerin büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan kısımlarından oluşması; ilk kademe belediyelerinin sınırlarının ise sadece büyükşehir belediyesinin sınırları içinde olması öngörülmektedir.
Madde 6. - 3030 sayılı Kanuna göre, büyükşehir belediyesinin sınırları kuruluş kanununda gösterilmekte ve kanun dışında idarî işlemlerle sınırların değiştirilmesine imkân bulunmamaktadır. Tasarı ile, büyükşehir belediye sınırları çevresinde bulunan belediye ve köylerin maddede öngörülen şartların gerçekleşmesi durumunda, Bakanlar Kurulu kararı ile büyükşehir belediyesi sınırlarına katılmasına imkân sağlanmaktadır.
Hizmetlerin etkili, verimli ve koordinasyon içerisinde yürütülmesi açısından bazı yerleşim yerlerinin büyükşehir belediye sınırları içine alınması gerekmekte; ancak, kanun çıkarılamadığı için büyükşehir belediye sınırları değiştirilememekte ve bu durum ciddi sorunlara yol açmaktadır.
Madde ile, Belediyeler Kanununun 8 inci maddesindeki usulün, büyükşehir belediyesinde de uygulanmasına imkân sağlanarak, idarî işlem ile büyükşehir belediye sınırlarının genişletilmesi öngörülmektedir.
Ayrıca, imar düzeni ve temel altyapı hizmetlerinin zorunlu kıldığı hallerde, büyükşehir belediyesi çevresinde ve aynı il sınırları içinde bulunan belediye ve köylerin, büyükşehir belediye meclisinin kararı ve İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile büyükşehir belediyesi sınırları içerisine alınması da öngörülmektedir. Büyükşehir belediyesi sınırları içine alınan ilçe belediyeleri ile nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyeler, ilçe ve ilk kademe belediyesi haline gelmekte; nüfusu 50.000'in altındaki belediyeler ile köylerin tüzel kişilikleri kaldırılmaktadır. Belirli bir nüfusun altındaki belediyelerin tüzel kişiliğinin kaldırılması öngörülmek suretiyle, büyükşehir belediyesi kapsamı içerisinde küçük belediyelerin bulunması önlenerek hizmetlerde etkin bir koordinasyon sağlanması amaçlanmaktadır.
Madde 7. - Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları Anayasanın 127 nci maddesindeki esaslar ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartında öngörülen esaslar çerçevesinde yeniden belirlenmektedir. Belediyeler Kanunundaki düzenlemeden farklı olarak büyükşehir belediyeleri ile ilçe ve ilk kademe belediyelerinin görevleri ayrıntılı şekilde düzenlenmektedir. Görevlerin ayrıntılı olarak sayılmasının nedeni büyükşehir belediyesi ile ilçe ve ilk kademe belediyeleri arasında çıkması muhtemel görev ve yetki çatışmasını önlemektir.
Tasarı ile, 3030 sayılı Kanunda sayılan görev ve yetkilere ilave olarak;
- Nazım imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl içinde uygulama imar planı ve parselasyon planlarını yapmayan ilçe ve ilk kademe belediyelerinin yerine bu planları yapmak veya yaptırmak, - Kanunlarla büyükşehir belediyesine verilen görev ve hizmetlerle ilgili her türlü imar uygulamasını yapmak ve ruhsatlandırmak,
- Coğrafî ve kent bilgi sistemini kurmak,
- Sağlık, eğitim ve kültür hizmetleri için binalar yapmak ve bu hizmetlerle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının binalarını onarmak ve malzeme desteği sağlamak,
- Kültür ve tabiat varlıklarını korumak, bakım ve onarımını yapmak, onarımı mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden yapmak,
- Özel hal ve mezbaha açılmasına izin vermek,
- Merkezî ısıtma sistemleri kurmak,
gibi yeni görev ve yetkiler de büyükşehir belediyelerine verilmektedir. Madde 8. - Altyapı Koordinasyon Merkezi ile Ulaşım Koordinasyon Merkezi yeniden düzenlenmektedir. Ortak programa alınan altyapı ve ulaşım hizmetlerine ilişkin olarak ilgili kurum bütçesinde yeterli ödenek bulunmadığı takdirde, büyükşehir belediyesi veya belediyenin bağlı kuruluşunun söz konusu yatırım için gereken ödeneği tahsis etmesi ve ilgili kamu kuruluşunun harcanan miktarda ödeneği, yeniden değerleme katsayısını da dikkate alarak takip eden yılda belediye hesabına aktarması imkânı getirilmektedir. Getirilen yeni sistem ile kamu yatırımlarının bir bütünlük ve koordinasyon içerisinde yapılması imkânı getirilmekte ve kaynak israfı önlenmektedir. Maddede, ilgili kamu kuruluşunun borcunu ödemeden o büyükşehir belediyesi sınırları içinde yeni yatırım yapamayacağı da öngörülmektedir.
Ulaşım Koordinasyon Merkezinin 3030 sayılı Kanunda sayılan görevleri artırılarak trafik hizmetlerini plânlama, taksi durağı ve araç park yerlerini belirleme gibi yetki ve görevler verilmektedir. Ayrıca, bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmektedir.
Altyapı ve Ulaşım Koordinasyon Merkezlerinin çalışma esas ve usullerinin İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelik ile belirlenmesi; Altyapı Yatırım Hesabının kullanılması, ödenek tahsisi ve aktarılmasına dair hususların Maliye Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığının görüşünün alınarak hazırlanması öngörülmektedir.
Madde 9. - Kamu tüzel kişisi olarak büyükşehir belediyeleri ile ilçe ve ilk kademe belediyelerinin, Belediyeler Kanunu ve diğer kanunların belediyelere tanıdığı yetki, imtiyaz ve muafiyetlere sahip olması öngörülmektedir.
Madde 10. - 3030 sayılı Kanunda, büyükşehir belediyesi ile ilçe ve ilk kademe belediyeleri arasındaki imar yetkilerinin paylaşımı konusunda açıklık bulunmamakta; büyükşehir belediyelerine kaçak yapılaşma ile mücadele konusunda etkin ve uygulanabilir yetkiler de verilmemektedir. Bu nedenle, özellikle seçim dönemlerinde ilçe ve ilk kademe belediyeleri imar denetim yetkilerini kullanmamış, bunun sonucunda şehirlerimizde kaçak yapılar çığ gibi büyümüştür.
Yapılan yeni düzenleme ile büyükşehir belediyelerine etkin, kullanılabilir ve kendiliğinden harekete geçerek gerekli tedbirleri alma gibi önemli denetim yetkileri verilmektedir.
Büyükşehir belediyesi tarafından yapılan denetim sonucunda tespit edilen aykırılıkların giderilmesi için, ilgili belediyeye altı ayı geçmemek üzere süre verilmesi, verilen süre içinde aykırılıklar giderilmediği takdirde, büyükşehir belediyesinin re'sen harekete geçerek İmar Kanununun belediyelere tanıdığı her türlü yetkiyi kullanmak suretiyle aykırılıkları gidermesi imkânı da getirilmektedir.
Madde 11. - Bu Tasarı ile getirilen en önemli yeniliklerden birisi de büyükşehir belediye meclisi üyelerinin seçimine ilişkin usulün değiştirilmesidir. 3030 sayılı Kanunda öngörülen ilçe belediye meclisleri üye sayısının beşte biri oranında üyenin büyükşehir belediye meclisini oluşturması şeklindeki sistemden vazgeçilerek, büyükşehir belediye meclislerinin doğrudan seçilen üyelerden oluşması öngörülmektedir.
Halen uygulanan sistemde, ilçe ve ilk kademe belediye meclislerinden gelen üyeler; büyükşehir belediye meclislerinde blok halinde hareket etmekte, istedikleri zaman siyasi sebeplerle meclisi çalıştırmamakta, kendi ilçelerinin sorunlarını büyükşehir belediye meclisine taşımakta, büyükşehirin genelini ilgilendiren sorunların çözümünde duyarsız davranmakta, ilçe ve ilk kademe belediye meclislerinde alınan imara ilişkin kararların büyükşehir belediyesi meclisinde görüşülmesi sırasında objektiflikten uzak hareket etmektedirler. Bu aksaklıkları önlemek amacıyla büyükşehir belediye meclisi üyelerinin doğrudan halk tarafından seçilmesi öngörülmektedir.
Ayrıca, katılımı artırmak maksadıyla gündemdeki konularla ilgili kişi veya kurum temsilcileriyle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üniversitelerin ilgili bölümlerinin, sendikalar (oda üst kuruluşu bulunan yerlerde üst kuruluşun, sendika konfederasyonunun bulunduğu yerde konfederasyonun) ve uzmanlaşmış sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin, oy hakkı olmaksızın meclis toplantılarına katılmasına ve görüş bildirmesine imkân sağlanmaktadır.
Madde 12. - 3030 sayılı Kanunda öngörülen ve yılda üç defa yapılan olağan ve belirli şartların gerçekleşmesiyle yapılacak olağanüstü toplantı sisteminden vazgeçilerek, meclisin her ay olağan olarak toplanması öngörülmektedir. Yapılan değişiklik ile mahallî hizmetlerin katılımcı ve şeffaf bir anlayışla yürütülmesi ve meclis denetiminin daha etkin şekilde yapılması amaçlanmaktadır.
Belediye meclislerinin her ay toplanması sebebiyle olağanüstü toplantı yapılmasına gerek kalmadığından olağanüstü toplantı sistemine son verilmektedir.
Mahallî hizmetler ile ilgili olarak alınacak kararların halkın çıkarları doğrultusunda alınması ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına uygunluğu sağlama açısından meclislerin sık sık toplanması ve mahallî hizmetleri kendi içerisinde müzakere etmesinde fayda görülmektedir.
Madde 13. - Madde ile, büyükşehir belediye başkanına, gerekçesini de belirterek hukuka aykırı gördüğü meclis kararlarının tekrar görüşülmesini isteme yetkisi verilmektedir. Tekrar görüşülmesi istenen kararlar, mecliste üye tam sayısının salt çoğunluğu ile tekrar kabul edildiği takdirde kesinleşmektedir. Büyükşehir belediye başkanı bu şekilde kesinleşen kararların iptali ve yürütülmesinin durdurulması için yargı mercilerine başvurabilecektir.
Getirilen sistem ile belediye başkanı ve meclis arasında bir denge kurularak, kararların meclislerde katılımcı bir anlayışla ele alınması sağlanmakta ve meclisin kilitlenmesini önleyecek tedbirler getirilmektedir. İlçe ve ilk kademe belediyelerinin imara ilişkin kararların kesinleşmesi için farklı bir düzenleme öngörülmekte ve bunların doğrudan büyükşehir belediye meclisi gündemine getirilerek aynen veya tadilen kabul etme yetkisi verilmektedir.
Büyükşehir belediye meclisi kararlarının kesinleşmesinden sonra en geç yedi gün içerisinde valiye gönderilmesi ve valinin hukuka aykırı gördüğü kararlar için on gün zarfında idarî yargı mercilerine başvuru imkânı getirilmektedir. Böylece, daha önce onay şeklinde uygulanan vesayet uygulamasına son verilerek yargı mercilerine başvuru şeklinde bir vesayet uygulaması öngörülmektedir.
Madde 14. - İhtisas komisyonları yeniden düzenlenerek katılımı ve etkinliği sağlayacak bir yapıya kavuşturulmaktadır. Sorunların mecliste görüşülmeden önce ihtisas komisyonlarında tartışılması ve ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşleri de alındıktan sonra karara bağlanması öngörülmektedir.
Büyükşehir belediyelerinde imar ve bayındırlık, çevre ve sağlık, plan ve bütçe, eğitim, kültür, gençlik ve spor ile ulaşım komisyonunun kurulması zorunlu hale getirilmektedir. Özellikle imar sorunlarının ilgili kişi ve kuruluşların da görüşleri alınmak suretiyle karara bağlanması için imar komisyonunun diğer komisyonlardan farklı olarak çalışmaları, süreye tâbi tutulmamıştır. Ayrıca, havale edilen işlerin, bir ay içinde sonuçlandırması öngörülerek işlerin aylarca bekletilmesi önlenmektedir.
Ayrıca, katılımı artırmak maksadıyla gündemdeki konularla ilgili kişi veya kurum temsilcileriyle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üniversitelerin ilgili bölümlerinin, sendikalar (oda üst kuruluşu bulunan yerlerde üst kuruluşun, sendika konfederasyonunun bulunduğu yerde konfederasyonun) ve uzmanlaşmış sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin, oy hakkı olmaksızın ihtisas komisyonu toplantılarına katılmasına ve görüş bildirmesine imkân sağlanmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarının çalışma sisteminde olduğu gibi ihtisas komisyonlarının görev alanına giren işlerin ilgili komisyonda görüşüldükten sonra belediye meclisinde karara bağlanması sistemi getirilmek suretiyle meclis üyelerinin kararlara etkin bir şekilde katılımı da sağlanmaktadır.
Madde 15. - Büyükşehir belediye meclisinin feshine sebep olan eylem ve işlemlere katılan büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediye başkanlarının görevlerinin de sona ermesi öngörülmektedir.
Anayasanın 127 nci maddesinin dördüncü fıkrasına uygun olarak, büyükşehir meclisinin feshine sebep olan eylem işlemlere katılan belediye başkanlarının görevleri Danıştay kararı ile sona erecektir.
Madde 16. - Encümen, 3030 sayılı Kanunda öngörülen büyükşehir belediyesinin teşkilât yapısına uygun olarak yeniden düzenlenmektedir. Yeni düzenlemeyle encümen idarî bir organ olarak düzenlenmekte; encümenin uzmanlık niteliği güçlendirilerek yürütmeye ilişkin daha dinamik bir karar alma mekanizması öngörülmektedir. Ayrıca, büyükşehir belediye meclisi tarafından seçilecek beş üyenin de encümene katılması sağlanarak katılım ilkesinin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Encümen üyelerine, yaptıkları işin önemine istinaden 15.000 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda ödenek verilerek büyük sorumluluk üstlenen bu görevlilerin teşvik edilmesi öngörülmektedir.
Madde 17. - Büyükşehir belediye başkanının belediye idaresinin başı olarak hukukî statüsü ve belediyeyi temsil yetkisi vurgulanmaktadır.
Başkan vekilinin Belediyeler Kanunundaki usule göre belirleneceği, büyükşehir belediye meclisinin doğal üyesi olan ilçe ve ilk kademe belediye başkanlarının büyükşehir belediye başkan vekili olamayacakları hükme bağlanarak büyükşehir belediye başkanlığı ile ilçe veya ilk kademe belediye başkanlığının bir şahsın uhdesinde birleşmesi önlenmektedir.
Ayrıca, belediye başkanlarının profesyonel spor klüplerinde başkanlık veya yöneticilik yapması engellenmek suretiyle belediye kaynaklarının amaç dışında kullanılmasının önüne geçilmektedir.
Madde 18. - Büyükşehir belediyesinin en üst amiri olarak büyükşehir belediye başkanının görev ve yetkileri ayrıntılı olarak sayılmaktadır. Belediye başkanının görev ve yetkileri tespit edilirken stratejik yönetim, yönetimin etkili, verimli, şeffaf, hesap verebilir ve kendi içinde uyumlu olma gibi ilkelere ağırlık verilmektedir.
Madde 19. - Büyükşehir belediye başkanlarının seçimle işbaşına gelen yöneticiler olması ve üstlendikleri görevlerin niteliğinden dolayı uzman kişilerden yararlanmasında zorunluluk bulunmaktadır. Bu sebeple, belediye başkanlarının görev süresi ile sınırlı olmak ve memuriyete geçiş için kazanılmış hak teşkil etmemek üzere nüfusu iki milyonu aşan büyükşehir belediyelerinde on, diğer büyükşehir belediyelerinde beşi geçmemek üzere başkan danışmanı görevlendirilebilmesi ve danışman olarak görevlendirileceklerin en az dört yıllık yüksek öğrenim kurumlarından mezun olması öngörülmektedir.
Danışmanlara ödenecek ücretin, büyükşehir belediyesi genel sekreterine ödenen aylık miktarının % 90'ını geçmemek üzere belediye meclisince belirlenmesi öngörülerek, bu kadrolarda istihdam edilecek uzman kişilere niteliklerine uygun bir ücret ödenmesi sağlanmaktadır.
Madde 20. - Büyükşehir belediyelerinde ihtiyaçlara göre değiştirilebilen esnek bir teşkilât yapısı öngörülerek mahallî hizmetlerin etkili, verimli, hızlı, şeffaf ve vatandaş ihtiyaçlarına odaklı bir şekilde sunulması amaçlanmaktadır.
Madde ile büyükşehir belediye teşkilâtının genel sekreterlik, daire başkanlıkları ve müdürlüklerden oluşması öngörülmektedir.
Teşkilâtın kurulmasına ilişkin olarak 3030 sayılı Kanunda öngörülen İçişleri Bakanlığının onayı sisteminden vazgeçilerek Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının 4 üncü maddesine paralellik sağlanmaktadır. Birimlerin kurulması, kaldırılması veya başka bir birim ile birleştirilmesi, Belediyeler Kanunundaki hükme istinaden, büyükşehir belediye meclisinin yetkisine bırakılarak ihtiyaç ve hizmetlere göre sürekli gelişen ve değişen bir teşkilât yapısının oluşması sağlanmaktadır.
Genel sekreterlik kurumu, önemli sorumluluklar yüklenmekte, genel sekreterin belediye başkanının gözetim ve emri altında görev yapması ve başkan adına belediye hizmetlerini yürütmesi öngörülmektedir.
Ayrıca, nüfusu 5 milyondan fazla olan yerlerde beş, diğerlerinde ise en fazla üç genel sekreter yardımcısı çalıştırılması öngörülmektedir.
Madde 21. - Belediyelerin görevli ve yetkili olduğu hizmetlerin memurlar, diğer kamu görevleri ve işçiler eliyle yürütülmesi; kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen memurların, istekleri ve kurumlarının muvafakatiyle büyükşehir belediyelerinde uzun süreli olarak görevlendirilmesi imkânı getirilmektedir.
Sözleşmeli ve işçi statüsünde çalışanlar hariç olmak üzere, diğer memurlara, başarı durumlarına göre yılda iki defa ikramiye verilmesi imkânı getirilmektedir.
Ayrıca; büyükşehir belediyesi ile bağlı kuruluş, müessese ve işletme kadrolarının, İçişleri Bakanlığının belirlediği norm kadro sistemine uygun olarak ihdas, iptal ve değiştirilmesi meclis kararı ile yapılacaktır. Bu Kanun ile 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede değişiklik yapılarak belediyeler ve bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler bu Kararname kapsamından çıkarılmaktadır. Yapılan bu değişiklikten sonra büyükşehir belediyelerinin memur ve işçi kadrolarının ihdas, iptal ve değiştirilmesindeki izin, onay ve vize sistemi sona ermektedir.
Madde 22. - Büyükşehir belediyelerine Anayasanın 127 nci maddesi ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının 9 uncu maddesinde öngörülen ilkelere uygun olarak, görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanmaktadır.
Bu maddede öngörülen vergi, resim ve harçların oran ve miktarları ilgili kanunlarda düzenlenmektedir.
3030 sayılı Kanundaki düzenlemeden farklı olarak büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin topladıkları vergilerden birbirlerine ödemeleri gereken payları zamanında yatırmadıkları takdirde ilgili belediyenin talebi üzerine, söz konusu miktarın, İller Bankası tarafından, yükümlü belediyenin genel bütçe vergi gelirleri payından kesilerek alacaklı belediyenin hesabına aktarılması imkânı getirilmektedir. Yapılan bu düzenleme ile büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin birbirlerinden icra yoluyla alacak tahsil etme uygulamasına son verilerek kamuoyu nezdinde meydana gelen olumsuz görüntü ortadan kaldırılmaktadır.
Madde 23. - Madde ile büyükşehir belediyesinin giderleri tespit edilmekte ve gider çeşitleri ayrıntılı olarak sayılmaktadır. Ayrıca, giderler sayılmakla birlikte idarî ve malî özerkliği zedelemeyecek şekilde esneklik de sağlanmaktadır
Madde 24. - 3030 sayılı Kanunda, büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediye bütçelerinin kesinleşmesinde öngörülen ve en önemli vesayet uygulamalarından biri niteliğindeki bütçelerin vali tarafından onaylanması sistemine son verilmektedir.
Büyükşehir belediye bütçesi doğrudan, ilçe ve ilk kademe belediye bütçeleri ise, yatırım ve hizmetlerde bütünlüğü sağlayacak şekilde aynen veya tadilen büyükşehir belediye meclisince kabul edilmesi öngörülmekte, madde ile büyükşehir belediye meclisinin ilçe ve ilk kademe belediye bütçelerini kabul ederken kullanacağı yetkiler de sınırlandırılmaktadır.
Büyükşehir belediye meclisi, ilçe ve ilk kademe belediye bütçelerini kabul ederken;
- Bütçe metnindeki kanuna aykırı ibareleri çıkarma ve değiştirme, - İlçe veya ilk kademe belediyesinin kanunen tahsile yetkili olmadığı gelirleri çıkarma, kanunî sınırların üstünde ve altında konulan vergi, resim ve harç miktar ve oranlarını kanunî sınırlarına çekme,
- Kesinleşmiş belediye borçları için ödenek konulmamış ise ödenek ekleme,
- Ortak yatırım programına alınan yatırımlar için ödenek konulmamış ise bu ödeneği ekleme,
hususlarında yetkilidir. Büyükşehir belediye meclisi, yukarıda belirtilen hususlar dışında ilçe ve ilk kademe belediye bütçelerinde, idarî ve malî özerkliği zedeleyecek ve bütçenin denkliğini bozacak değişiklik yapamaz.
Büyükşehir belediye meclisinin, ilçe ve ilk kademe belediye bütçelerinde yaptığı değişikliklere karşı yapılacak itirazlar idarî yargı mercilerinde karara bağlanacaktır.
Madde 25. - Madde ile bir taraftan büyükşehir belediyelerinin hizmetlerini daha etkili, verimli ve ekonomik şartlarda sunmasına ve kaynak yaratmalarına yardımcı olmak amacıyla sermaye ortaklığı kurmasına izin verilmekte; diğer taraftan kurulacak ortaklığın belediyenin görev alanıyla ilgili olması şartı getirilerek şirket kuruluşunun disiplin altına alınması ve belediyelerin haksız rekabete yol açmalarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Doğal olarak, madde hükmü gereğince belediyelerin kurdukları veya ortak oldukları şirketlerden, belediyenin görev alanıyla ilgili olmayan şirketleri tasfiye etmesi veya ortaklıktan çekilmesi gerekecektir.
Madde 26. - Büyükşehir belediyelerine, büyükşehir kapsamında yürütülen mahallî müşterek hizmetlerin uyum ve koordinasyon içerisinde yürütülmesini sağlama görevi verilmektedir. Hizmetlerin yürütümü ile ilgili olarak büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyeleri arasında çıkacak ihtilafların çözümü konusunda, yönlendirici ve düzenleyici kararlar alma yetkisi ise büyükşehir belediye meclisine verilmektedir. 3030 sayılı Kanunda ihtilafları çözme konusunda büyükşehir belediye encümenine verilen yetki, büyükşehir belediye encümenin atanmış kişilerden oluşması da dikkate alınarak kaldırılmaktadır. Büyükşehir belediyesine ve meclisine tanınan hizmetlerde koordinasyonu sağlama ve belediyeler arasında çıkacak ihtilaflar hususunda, yönlendirici ve düzenleyici karar alma yetkisi, ilçe ve ilk kademe belediyeleri açısından mutlaka uyulması zorunlu kararlar değildir. Bu kararlar, hizmetlerde koordinasyon ve bütünlüğü sağlayıcı nitelikte olup, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin idarî ve malî özerkliğini zedeleyici nitelikte olamazlar.
Madde ile büyükşehir belediyelerinin hizmetleri, nüfus ve hizmet alanlarını da dikkate alarak belediyeler arasında dengeli olarak yürütmesi, ilçe ve alt kademe belediyelerine proje karşılığı yardım yapması, ortak proje ve yatırım gerçekleştirilmesi, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin sorumlu oldukları hizmetlerin bedeli ödenmek şartıyla büyükşehir belediyelerince yürütülmesi imkânı getirilmektedir.
Ayrıca, büyükşehir belediyesi ile bağlı kuruluşları arasında faizsiz ödünç para verme sistemi getirilerek belediyenin veya bağlı kuruluşunun, kısa süreli nakit ihtiyaçlarını, altı ay içinde geri ödemek üzere birbirlerinden karşılamaları sağlanmaktadır.
Madde 27. - Bu Kanun büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyeleri hakkında;
- Kuruluş ve sınırlar,
- Görev, yetki ve sorumluluklar,
- Organlar, teşkilât ve personel,
- Malî konular,
ile ilgili hükümler içermektedir. Bu Kanunda özel hüküm veya düzenleme bulunmayan diğer hususlarda, Belediyeler Kanunu ve diğer kanunlardaki hükümler büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyeleri hakkında da uygulanacaktır. Madde 28. - Madde ile 3030 sayılı Kanun ve bu Kanunun ek ve değişiklikleri ile 2972 sayılı Mahallî İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun 24 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmaktadır.
Madde 29. - 2972 sayılı Kanunun 4 ve 6 ncı maddeleri değiştirilmektedir.
Büyükşehir belediye meclisi üyelerinin doğrudan halk tarafından seçilmesi yönündeki düzenlemeden sonra 4 üncü maddede değişiklik yapılarak büyükşehir belediye meclis üyelerinin seçim çevreleri ilçe ve ilk kademe belediyeleri olarak belirlenmektedir.
2972 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde yapılan değişiklik ile de, büyükşehir belediye meclis üyelerinin, ilçe ve ilk kademe belediye meclis üyelerinin beşte biri oranında her seçim çevresinden doğrudan halk tarafından seçilmesi imkânı getirilmektedir.
Geçici Madde 1. - 7 nci maddede büyükşehir belediyesi ve mücavir alan sınırları içinde nazım imar planının büyükşehir belediyesince yapılacağı, nazım imar planının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde, uygulama imar planı ve parselasyon planlarının ilçe ve ilk kademe belediyelerince yaptırılacağı; bu süre içerisinde yapılmadığı takdirde, bu planların da büyükşehir belediyesi tarafından yapılacağı veya yaptırılacağı hükme bağlanmaktadır.
Büyükşehirlerde düzenli kentleşmeyi sağlamak, alt ve üst ölçekli planların eş zamanlı ve uyum içerisinde yapılmasını ve uygulanmasını temin etmek, kaçak yapılaşmayı önlemek ve mahallî idare yöneticilerinin yapmakla sorumlu oldukları plânların süratle yapılmasını sağlamak amacıyla nazım imar planın yapılmasında süre öngörülmektedir.
Madde 30. - Yürürlük maddesidir.
Madde 31. - Yürütme maddesidir.

1 yorum:

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg reddit Favorites More